The price of money türkçesi The price of money nedir

  • Para bedeli.
  • Bankaya yatırılan paraya karşılık olarak kazanılabilecek faiz.
  • Para fiyatı.
  • Para değeri.

The price of money ingilizcede ne demek, The price of money nerede nasıl kullanılır?

The : Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

Price : Bir mal ya da işin para ile olan değişim değeri. paranın mal birimini kapsayan eder. Fiyat. Paha. Değer. Eder. Bedel. Bilgisayar, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Bir malın ya da işin karşılığı olan değer, fiyat, denklik. Rüşvet. Karşılık.

Of : -den. Den. İle ilgili. Hakkında. Nin. Li. -dan. Karşı. -in. -li.

Money : Bedel. Eşyanın değerini ölçmek üzere değişim aracı olarak kullanılmakta olan satağa çıkarılan kağıt ya da madensel değişim aracı. değer ve eder ölçüsü birimi. Arpa. Servet. Sikke. Para kırmak. Bir ekonomide genel kabul gören, değişim aracı, değer koruma aracı ve hesap birimi işlevlerine sahip varlık. Durağan olan, olmayan eşya değerini ölçen değişim aracı. eskiden gümüş paraya verilen ad. Mal ve hizmetlerin değişimini kolaylaştırma işlevini yapan bir değişim aracı ve ortaklaşa değer birimi. Ücret.

 

The price of glory : Zaferin bedeli. Bir insanın başarıya karşılık olarak ödemesi gereken bedel.

Set the price of : Fiyatını belirle.

The price theory : Fiyat kuramı. Fiyat teorisi. Bireysel ekonomik birimler tarafından yapılan işlemlerin analizi ve ürünlerin fiyatının belirlenmesi ile ilgilenen ekonomi dalı.

The price was : Fiyatı -. -'a toplandı. - değer biçtik.

The price is not reasonable : Bu fiyat hiç mantıklı değil.

İngilizce The price of money Türkçe anlamı, The price of money eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak The price of money ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Value : Kıymetini bilmek. Kıymet takdir etmek. Önem. Değişim değeri. Önem vermek. Değer vermek. Mallar arasındaki değişim oranı. bir özdeğin para ile nitelendirilen değeri. ekonomik değer. bir mal değişiminde, karşılık olarak alınan başka bir mal niceliği. Değerini bilmek. Değerlendirmek. Değer biçmek.

Monetary value : Para kıymeti. Nakdi kıymet. Parasal değer.