Vignette türkçesi Vignette nedir

  • Marka olarak kullanılabilen ve kütüğe yazılabilen biçimler.
  • Skeç.
  • Bir kişiyi veya durumu hoş bir biçimde betimlemek.
  • Kaş.
  • Vinyet.
  • Edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne.
  • Nakış.
  • Süs çizmek.
  • Kitap süsü.
  • Bezek.
  • Kısa hikaye.
  • Süslemek.

Vignette ingilizcede ne demek, Vignette nerede nasıl kullanılır?

Vignetted : Kısa hikaye. Skeç. Süslemek. Bir kişiyi veya durumu hoş bir biçimde betimlemek. Kitap süsü. Vinyet. Nakış. Süs çizmek. Kaş. Edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne.

Vignetter : Süs yapan kimse.

Vignettes : Kitap süsü. Kaş. Kısa hikaye. Edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne. Nakış. Bir kişiyi veya durumu hoş bir biçimde betimlemek. Süs çizmek. Skeç. Vinyet. Süslemek.

Vignetting : Süs çizme. Bir resmin çevresindeki parlaklığı azaltma. Renk veya ton çıkartma. Süs çizmek. Kenar ayrıntısı yitimi.

Vignettist : Kitap süsü yapan. Nakış yapan kimse. Nakışçı. Küçük süsler yapan kimse.

Avignon incident : Avignon olayı.

Vigneron : Bağcı.

Vignettists : Nakış yapan kimse. Nakışçı. Kitap süsü yapan. Küçük süsler yapan kimse.

 

Sauvignon : Beyaz şarap yapımında kullanılan üzüm çeşiti.

İngilizce Vignette Türkçe anlamı, Vignette eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Vignette ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Skits : Esprili iğneleme. Hicivli yazı. Dokundurma. Şaka. Parodi.

Anecdotes : Anektodlar. Anekdot. Hikaye. Fıkra. Anekdotlar.

Attire : Kisve. Süs. Elbise. Kılık. Giyinmek. Donatmak. Üstbaş. Kıyafet. Giydirmek.

Study : Öğrenim. İnceleme. Etüt etmek. İncelemek. Çalışmak. Çabalamak. İrdelemek. Çalışmanın yapısı, yapılan ölçümlerin seçimi ve onların sıklıkları dahil verilerin toplanması olarak özetlenebilen bir çalışma tasarımının istatistiksel yönü. Saygılı olmak. Çalışmak (ders).

Brows : Kaşlar. Kenar. Yamaç. Alın.

Frescos : Fresk. Fresk yapmak. Duvar resmi.

Brow : Kenar. Yamaç. Alın. Yüz. Çehre. Tepe.

Bedight : Bezemek. Donatmak.

Eye brow : Gözün üzerinde bulunan çıkıntı ve bu çıkıntı üzerinde büyüyen kısa yumuşak tüyler.

Vignette synonyms : array, supercilium, novellas, parable, skit, adorns, description, eyebrow, beautified, beautifying, bezel, embroidery, sketch, adorn, eyebrows, arraying, short story, novella, beautifies, parables, novelle, embroideries, vignetting, beautify, adornment, bedecks, arrays, conte, adorning, bedeck, contes, bedecking, anecdote.

Vignette ingilizce tanımı, definition of Vignette

Vignette kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A running ornament consisting of leaves and tendrils, used in Gothic architecture. To make, as an engraving or a photograph, with a border or edge insensibly fading away. A picture, illustration, or depiction in words, esp. one of a small or dainty kind.