Well türkçesi Well nedir

  • Memba.
  • Merdiven boşluğu.
  • Şanslı.
  • Yerinde.
  • Bk. sahne altı.
  • Asansör boşluğu.
  • İyi.
  • Fışkırmak.
  • Apartman boşluğu.
  • Yeraltı suyundan yararlanmak üzere insan eliyle açılmış, genellikle çember biçiminde, az çok derin çukur.
  • Kaynak.
  • Petrol kuyusu.
  • Kaynamak.
  • Peki.
  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • Sahne altı üçüncü bodrum.
  • Su kuyusu.
  • Pınar.
  • Uygun.
  • Yakşı.
  • Sağlığı yerinde.
  • Bagaj.
  • Fışkırıp akmak.
  • Kuyu.

Well ile ilgili cümleler

English: A green carpet won't go well with these blue curtains.
Turkish: Bu mavi perdelerle yeşil bir halı güzel gitmez.

English: "You don't get on well with your father?" "..." "Sorry, that was none of my business."
Turkish: "Babanla iyi geçinmiyor musun?" "Üzgünüm, o beni ilgilendirmezdi."

English: A very well known wine is produced in that region.
Turkish: O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.

English: A frog in a well doesn't know the ocean.
Turkish: Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.

English: A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Turkish: Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.

Well ingilizcede ne demek, Well nerede nasıl kullanılır?

Well accepted : Kabul görmüş. Kabul gören.

 

Well adjusted : İyi ayarlanmış. Uyumlu (kişi).

Well advanced : Çok mesafe kat etmiş. Çok gelişmiş. Büyük gelişme göstermiş. İyi ilerlemiş.

Well advised : Akıllı. Temkinli. Tavsiye edilmiş. İhtiyatlı. İyice düşünülmüş. Tedbirli.

Well and good : Kabul. İyi hoş ama. Tamam. Peki.

Well armed : Tam teçhizatlı.

Well balanced : Dengeli. İyi dengelenmiş. Hesaplı.

Well begun is half done : İyi başlayan işin yarısı bitmiş demektir. Başlamak bitirmenin yarısıdır.

Well behaved : Terbiyeli. İyi huylu. Uslu. İyi davranılmış. Efendi.

Well being : İyi oluş. Sağlık. İyilik. Mutluluk. Esenlik. Refah.

İngilizce Well Türkçe anlamı, Well eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Well ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Font : Vaftiz kurnası. Lambanın gaz haznesi. Vaftiz su kabı. Menşe. Yazıyüzü. Yazıtipi.

Fount : Font. Çeşme.

Bubble up : (aniden) ortaya çıkmak. Fokurdamak.

Wellhole : Asansör kafesi. Merdiven aralığı. Merdiven kovası.

Congruous : Ahenkli. Uyumlu. Münasip. Yakışır.

Abounds : Bollaşmak. Dolu olmak. Bollanmak. Çok olmak. Bol olmak. Çok sayıda bulunmak. Bol miktarda bulunmak.

Age pyramid : Yaş piramidi. Belli bir zamanda, bir ülke, bir kent nüfusunun ya da aynı işle uğraşan bir topluluğun yaş bölünüşünü gösteren çizge.

Aluvial coast : Genellikle alçak kıyılarda, dalga ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları birikinti düzlüğü. Lığ yığıntılı kıyı.

Adequate : Kafi. Kifayetli. Münasip. Yeterli. Elverişli. Ehven. Yeter.

Copacetic : Yolunda. Olur. Tamam (argo terim). Başarılı.

Well synonyms : blow, agrarian geography, braird, borehole, spring, blew, founts, comfortable, lucky dog, okeydokey, well off, lift shaft, bene, prosperous, agreeable to, boil away, allowable, birth, whole, bubble, traveling bag, fountain, apter, auspicious, shafts, well then, authorship, aggregator, well and good, calculated, adaptable, source, belch out.

 

Well zıt anlamlı kelimeler, Well kelime anlamı

Ill : Keyifsizce. Zarar. Kötü şey. Güçlükle. Zararlı. Ucu ucuna. Fenalık. Anca. İllet. Hastalık.

Well ingilizce tanımı, definition of Well

Well kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Rightly. As, it is well for the country that the crops did not fail. Advantageous. A fountain. Convenient. In a good or proper manner. To issue forth, as water from the earth. Desirable, either in a natural or moral sense. To spring. Happy. To pour forth, as from a well. An issue of water from the earth. A spring. It is well that the mistake was discovered. Good in condition or circumstances. To flow. Justly. Fortunate. Not ill or wickedly.