Yağlık nedir, Yağlık ne demek

Yağlık; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Yağ için ayrılmış, yağ elde etmeye özgü
  • Sırma işlemeli, büyük mendil, çevre.

"Yağlık" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." - K. Tahir
  • "Yağlık soya fasulyesi."

Yerel Türkçe anlamı:

Yerelmasına benzer, kayalık ve sert topraklarda biten, yumru köklü bir çeşit bitki.

Baş örtüsü

Mendil, çevre.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

[yalık -I, yalık -2, yaylık -1] :

Peşkir. (Vezirhan -Bilecik; *Güdül-Ankara)

Mendil. (Bölükbaşı *Selim -Kars; *Haymana -Ankara; Başkışla *Karaman -Konya) [yalık -1] : (Çokcalar -Bilecik)

Kadın başörtüsü. (*Yalvaç -Isparta; Büyükdivan -Çorum) [yalık -2] : (Saçıkara *İslahiye -Gaziantep) [yaylık -1] : (*Susuz, Küllük *Iğdır -Kars)

Diğer sözlük anlamları:

Mendil, peşkir, bez parçası.

Bilimsel terim anlamı:

(II) Yağın gerektiğinde kullanılmak üzere içine konulduğu birikimlik.

İngilizce'de Yağlık ne demek? Yağlık ingilizcesi nedir?:

oil tank

Yağlık tanımı, anlamı:

Yağlı : Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan. Yağı çok olan. Bol ve kolay kazanç sağlayan. Üzerinde veya içinde yağı olan. Yağla yapılmış. Besili, semiz.

 

Yağlıkçı : Gelinlik, tel, duvak vb.ni kiraya veren kimse. Havlu, çevre, çamaşır vb. satan kimse.

Sırma : Rütbe gösteren şerit. Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel.

İşlemeli : Üstünde işlemeler bulunan.

Büyük : Büyük abdest. Niceliği çok olan. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Üstün niteliği olan. Önemli. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse.

Mendil : İçine bazı şeyler konulan kumaş, yağlık. Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde kumaş veya yumuşak, ince kâğıt.

Çevre : Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst.

Yağlık bağlamak : Nişanlamak: Ahmet Ağa'nın kızına yağlık bağladılar. Kız sevgilisine evlenme sözü vermek. Çok kirlenmek.

Yağlık ı : Oynak parçayı dış etkenlerden koruyan ve parçanın yağlama yağını içinde bulunduran her yanı kapalı kutu.

Yağlık memesi : Katıyağın, yağlanacak olan yere doldurulmasını sağlayan delikli küçük meme.

Yağlıkara : Suç, kara.

Yağlıkara hastalığı : Kekik, zehirli çiçek ve ot yemeden olan koyun, keçi hastalığı.

Yağlıklamak : Köpek cinsel azgınlık göstermek.

Yağlıkuyumcu : Giresun ili, Tirebolu ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.