Mendil nedir, Mendil ne demek

Mendil; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Mendil" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Sabahleyin erkenden işine gider, akşamüstü elinde dolu mendiliyle evine dönerdi." - R. N. Güntekin
  • "Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol." - Y. K. Beyatlı

Yerel Türkçe anlamı:

Sığır gerdanı.

Sofra yaygısı, sofra bezi.

Sofra yaygısı.

Önlük, peştemal.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Semerin içine astar tutturmağa yarayan çivi. (*Güdül -Ankara)

Mendil hakkında bilgiler

Mendil, el, yüz, burun, ter ya da gözyaşı silmek için kullanılan, çoğunlukla dörtgen biçimli bez.

MÖ 1. yüzyılda Yunanların yüz kurulamak için mandilion denen bez parçaları kullandıkları bilinir. Mendil burun ve ter silmek için 10. yüzyılda kullanılmaya başladı. Roma ve Bizans'ta da törenlerin başlaması ve sona ermesi için mendille işaret verilirdi.

Kaşgarlı Mahmud'un Divânu Lügati't-Türk'ünde burun temizlemek ve ter silmek için cepte taşınan ipekli ya da pamuklu bez parçası karşılığında "ulatu" ve "savluk" sözcükleri geçiyordu. 14. yüzyılda Anadolu, İran ve Doğu ülkelerinde yaygın hale gelen mendil, 15. yüzyılda İran, Moğol ve Osmanlı minyatürlerinde görülmeye başladı. 16. yüzyılda Venedik yoluyla Osmanlı'dan Batı'ya yeni işlevleriyle geçti.

 

Günümüze ulaşan en eski Osmanlı mendilleri, Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan 16. yüzyıldan kalma örneklerdir. Osmanlı sarayında kullanılan mendiller işlemelerle süsleniirdi. Önemli yabancı konuklara armağan olarak zengin işlemeli tören mendilleri verilirdi.

Mendil ile ilgili Cümleler

  • Mendili cebine koydu.
  • Ali Mary'ye bir kutu kağıt mendil verdi.
  • Bu en kötüsü! Gittim ve cebinde hâlâ mendil olan pantolonumu yıkadım.
  • Mendilini ödünç alabilir miyim?
  • Mendillere yazılırdı adlar ve aşklar.
  • Adının baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.
  • Mendillerimi ütüledim.
  • İsminin baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.
  • Onların mendillerini süslemiyorum.
  • Bence bez mendilleri kullanabilirdik.
  • Bana bir kağıt mendil ver.
  • Mendilini her zaman kaybediyor.
  • Mendilini düşürdün.

Mendil anlamı, kısaca tanımı:

Burun : Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü. Kibir, büyüklenme. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü. Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı.

Silmek : Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek. Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek. Üzerini çizerek atmak, yok etmek. Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek. Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak. Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak. İlişkisini koparmak, yok saymak. Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek.

 

Kurulamak : Bir şeyin üzerindeki ıslaklığı gidermek.

Biçim : Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Tarz. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format.

Mendil atmak : Herhangi bir duyguyu, gizli bir mesajı haberleşilen insana çeşitli anlamları olan renkli mendille bildirmek.

Mendil kadar : Çok küçük (alan).

Mendil sallamak : Birini uzaktan mendil sallayarak selamlamak veya uğurlamak.

Islak mendil : Kolonyalı mendil.

Kolonyalı mendil : El ve yüz temizliğinde kullanılmak üzere özel olarak nemlendirilmiş ve hoş koku verilmiş ambalajlı mendil.

Mendilli : Mendili olan.

Mendilsiz : Mendili olmayan.

Küçük : Niteliği aşağı olan, bayağı. Niceliği az olan. Geri aşamada. Küçük abdest. Kısık, parlak olmayan (ses). Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Değersiz, önemsiz.

Kumaş : Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme.

Yumuşak : Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal. Sessiz, hafif. Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı. Okşayıcı, tatlı, hoş. Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran. Kolay çiğnenen, kolay kesilen. Kolaylıkla işlenebilen. Ilıman (iklim), sert karşıtı.

İnce : Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Tiz (ses), pes karşıtı. Zayıf. Ayrıntılı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Hafif, gücü az.

Yağlık : Yağ için ayrılmış, yağ elde etmeye özgü. Sırma işlemeli, büyük mendil, çevre.

Gözyaşı : Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş.

Çoğunluk : Sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı.

Mendilimelek : Birkaç renkli yaprakları çiçek gibi duran bir bitki.

Diğer dillerde Mendil anlamı nedir?

İngilizce'de Mendil ne demek? : n. handkerchief, hankie, hanky, rag, noserag

Fransızca'da Mendil : mouchoir [le]

Almanca'da Mendil : n. Rotzfahne, Schnupftuch, Schweißtuch, Taschentuch

Rusça'da Mendil : n. платок (M), салфетка (F)