Yards türkçesi Yards nedir

Yards ile ilgili cümleler

English: Burak found a human skull a few yards from the road.
Turkish: Burak yolun birkaç metre ötesinde insan kafatası buldu.

English: It's about thirty yards ahead.
Turkish: Yaklaşık otuz yarda ileride.

English: He had not swum more than a few yards before one of the skulking ground sharks had him fast by the upper part of the thigh.
Turkish: Saklanan zemin köpek balıklarından biri onu uyluğun üst kısmından hızla yakalamadan önce o birkaç yardadan daha fazla yüzmemişti.

English: It's rare to find big yards in Japan.
Turkish: Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.

English: My sister bought five yards of cloth.
Turkish: Kız kardeşim beş yarda kumaş aldı.

Yards ingilizcede ne demek, Yards nerede nasıl kullanılır?

Man the yards : Geçit töreni için tayfayı serenlerde durdurmak.

Whole nine yards : Ne var ne yoksa tümü (örneğin, they renovated the whole house from start to finish, the whole nine yards {evi baştan aşağı yenilediler, ne var ne yoksa her şeyi}). (gayriresmi) mümkün olan her şey. Tamamı veya bütünü. Ne var ne yok hepsi.

Yardstick : Ölçüt. Ölçü. Mihenk. Denektaşı. Miyar. İnch ve feet olarak işaretlenmiş. Ayar. Yarda ölçeği. Bir yardalık ölçü çubuğu. Bir yarda uzunluğundaki ölçü aracı.

 

Yardsticks : Ölçüt. Bir yardalık ölçü çubuğu. Yarda ölçeği. İnch ve feet olarak işaretlenmiş. Ölçü. Ayar. Denektaşı. Mihenk. Miyar. Bir yarda uzunluğundaki ölçü aracı.

Backyards : Evin arkasındaki bahçe. Arka avlu. Arka bahçe. Avlu.

Courtyards : Avlular. Avlu.

Churchyards : Kilise bahçesi. Kilise mezarlığı. Kilise avlusu. Kilise bahçe mezarlığı.

Barnyards : Çiftlik ambarı yanındaki avlu. Çiftlik avlusu.

Farmyards : Çiftlik binaları arasındaki meydan. Çiftlik meydanı. Çiftlik avlusu.

Graveyards : Kabristan. Sinlik. Gömütlük. Mezarlık.

İngilizce Yards Türkçe anlamı, Yards eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Yards ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Court : Saha. Teveccühünü kazanmaya çalışmak. Fayda sağlamak. Dalkavukluk yapmak. Davet etmek. Atılmak. Davet etmek (tehlike veya hastalık vb'ni). Kort. İstemek.

Chain : Halkalık. Zincir takmak. Dekoru tutmaya yarayan zincir. Sünger av aracı olan kankavada dingilin dayanıklılığını artırmak için kurşun yakanın tamamen arkaya dönerek görevini yapamaz hale gelmesini engellemek ve sistemi vinç teline bağlamada kullanılan beş adet zincir. Zincir. Elini kolunu bağlamak. Ağırlık. Silsile. Kümeölçüm çözümlemesinde küme üyeleri arasında beliren tek uçlu çekim bağı. Kayıt altına almak.

Shipbuilding yard : Tezgah.

Forecourt : Ön avlu. Pompa alanı (benzin istasyonlarında). Giriş avlusu. Fileye yakın olan oyun alanı bölümü.

Air gap : Temas armatürü ve demir çekirdeğin arasındaki mıknatıslanmış olan mesafe (mekanik). Hava aralığı. Bujide merkez ve yan elektrotlar arasındaki mesafe. Hava boşluğu. Hava açıklığı. Oynama payı. Bir ağın fiziksel olarak diğer yerel ağlardan ve internetten ayrı tutulduğu ağ güvenliği türü (bilgisayar).

 

Courtyards : Avlular.

Jibbing : Ayak diremek. Gerilemek. Vincin yükü kaldıran ve indiren kolu. İnatla geri geri gitmek. Dayatmak. Bumba. Direnmek. Diretmek. İstememek.

Broadness : Genişlik.

Curtilage : Kapatılmış alan. Ön komşu derinliği. Müştemilat. Bir yapının, üzerine oturduğu yerbölümün önyüzü ile, yapının kendisinin önyüzü arasındaki en az uzaklık. Ev bahçesi. Evin çevresindeki alan. Sınırları belirlenmiş alan.

Work site : İş yeri. Çalışma yeri.

Yards synonyms : linear unit, front yard, fthm, side yard, candidness, baldness, doorposts, berths, building plot, apparentness, dockyard, courtyard, apertures, break, corona, garth, atrium, sprit, berth, masting, certainties, corrals, rod, linear measure, foot, forecourts, jibs, aureole, lea, shipyards, cotes, halation, backyards.