Işkırtmak nedir, Işkırtmak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Birine bir konuyu çıtlatmak: Bana daha evvel ışkırtsaydın fenalıkların önüne geçerdim.

Işkırtmak anlamı, tanımı

Işkı : Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak

Çıtlatmak : Bir şeyden "çıt" sesi çıkarmak. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek. Antep fıstığının kabuğunu aralamak. İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek.

Çıtlatma : Çıtlatmak işi.

Fenalık : Kötülük, şer.

Geçer : Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan. Geçme özelliği olan. Geçer not. Beğenilen, makbul, mergup.

Evvel : Önce. İlk, önceki, geçmiş.

Konu : Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje. Üzerinde konuşulan şey, bahis.

Geçe : Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken. Karşılıklı iki yandan her biri, yaka. Taraf, yön. Eski türkçe keç-e: Karşı taraf; öte (Erzincan Merkez). Taraf. Taraf, yan.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Bana : Ben zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi.

Fena : İyi nitelikte olmayan, kötü. Ölümlülük. Çok. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse). Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici. Üzücü.

 

Daha : Henüz. Bunun dışında. Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz. Var olana, elde bulunana ek olarak.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Işıyıcılık anlamı nedir?

İngilizce'de Işıyıcılık ne demek ? : radiant émittance (at a point of a surface)