Işıkveren nedir, Işıkveren ne demek

Işıkveren; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Batman ili, Beşpınar nahiyesine bağlı bir yer.

Şırnak şehrinde, Ortabağ bucağına bağlı bir bölge.

Işıkveren tanımı, anlamı

Işık : Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk. Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma. Aydınlanmak için kullanılan elektrik. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

Beşpınar : Balıkesir ilinde, Ertuğrul nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Batman ili, Beşpınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Bayburt kenti, Demirözü ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Diyarbakır ili, Çınar ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Elâzığ ili, Kovancılar belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. İzmir ilinde, Kemalpaşa ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Samsun kenti, Beşpınar bucağına bağlı bir bölge. Sivas ili, Celâlli bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

 

Ortabağ : Antalya şehrinde, Kaş belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şırnak ili, Ortabağ bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Uşak ilinde, Güre nahiyesine bağlı bir yer.

Şırnak : Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Batman : 7,692 kilogram olan ağırlık ölçü birimi. Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Batma : Batmak işi. Bir gök cisminin (ay, güneş, yıldız vb.) ufkun altına inmesi. İflas etme. Yok olma, inkıraz. Yıkılma, çökme.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Orta : Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İyi ile kötü arasındaki durum. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Yeniçeri Ocağında tabur. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Ne büyük ne küçük, midi. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Ne uzun ne kısa, midi. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Orantı.

 

Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

İli : Ilık. [Bakınız: ılı]. Sıcak pekmez. Gelişigüzel dikiş. Buz tutan gölün donmayan yeri: İlide kuşlar varmış. Zayıf. Hayalet, cin, peri.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Diğer dillerde Işıktan kaynaklı retina dejenerasyonu anlamı nedir?

İngilizce'de Işıktan kaynaklı retina dejenerasyonu ne demek ? : light induced retinal degeneration