Patronizer türkçesi Patronizer nedir

Patronizer ingilizcede ne demek, Patronizer nerede nasıl kullanılır?

Patronizers : Devamlı müşteri. Müşteri. Patron.

Patronize : Desteklemek. Faydası dokunmak. Tenezzül etmek. Tenezzülen iltifat etmek. Alışveriş etmek. Patronluk taslamak. Sürekli müşteri olmak. Lütuf göstermek. Maddi yönden desteklemek. Korumak.

Patronized : Desteklemek. Tenezzül etmek. Müşterisi olmak. Büyüklük taslamak. Korumak. Kendi veya devamlı müşteris(ler)i olan. Küçük görmek. Müdavimleri veya gediklileri olan. Faydası dokunmak.

Patronizes : Küçük görmek. Alışveriş etmek. Desteklemek. Korumak. Tenezzül etmek. Maddi yönden desteklemek. Himayesine almak. Büyüklük taslamak. Faydası dokunmak. Patronluk taslamak.

Patronizing : Büyüklük taslamak. Kendini beğenmiş. Tenezzül etmek. Patronluk taslayan. Tepeden bakan. Küçük görmek. Faydası dokunmak. Korumak. Küçümseyen. Dayatmacı.

Patronise : Himayesine almak. Tenezzül etmek. Büyüklük taslamak. Hor görmek. Himaye etmek. Desteklemek. Faydası dokunmak. Müşterisi olmak. Yardım etmek. Patronluk taslamak.

Patronised : Kendi veya devamlı müşteris(ler)i olan. Müdavimleri veya gediklileri olan.

Patron : Hami koruyucu. Sinemaya giden, filmi izleyen kimse. televizyon yayınını izleyen kimse. Sürekli müşteri. Hami. İltimasçı. Korumak. Müdavim. Veli. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Velinimet.

 

Patronisingly : Hor görerek. Patronluk taslayarak.

Patronite : Patronit.

İngilizce Patronizer Türkçe anlamı, Patronizer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Patronizer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Debtor : Borçlu. Verecekli. Borç alan. Pay borçlusu. Borç hanesi.

Employer : Çalıştıran. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. İşçi çalıştıran. İşçileri düşünü ya da beden gücüyle çalıştıran gerçek ya da tüzel kişi. İstihdam eden. İşveren. İş sahibi. İşletme sahibi. Bir iş sözleşmesine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı işçi çalıştıran tüzel ya da gerçek kişi.

Chief : Hukuk, sosyoloji alanlarında kullanılır. Ana. Baş. Başlıca. Elebaşı. Belli başlı. İlkel topluluklarda görülen, çok az kurumlaşmış olan ve gücü kimi kez aşırı bir başına -buyruk- yönetimin gücü biçimini alan önder tipi. Reis. Başkan.

Stoop to : Tenezzül etmek.

Patronise : Patronluk taslamak. Hor görmek. Büyüklük taslamak. Faydası dokunmak. Yardım etmek. Tenezzül etmek. Müşterisi olmak. Himayesine almak. Desteklemek. Himaye etmek.

Frequenter : Devamlı ziyaretçi. Sürekli müşteri. Müdavim. Gedikli. Sık sık giden. Bir yere sık sık giden kimse.

Engagers : İşveren. Bir anlaşmanın tarafı olan kimse. Sözleşmeye taraf olan. Bir uğraşın içerisinde yer alan kimse.

Dress pattern : Elbise patronu. Elbise kalıbı. Terzi patronu.

Regular : Kural. Düzenli. Nizami. Gerçek. Müdavim. Her zamanki. Düzgün. Muvazzaf asker. Dilb.düzenli.

 

Back up : Geri sürmek. Destek sağlamak. Yedeklemek. Arka çıkmak. Destek olmak. Geri gitmek. Yardımcı olmak. Desteklemek (kanıtla). Geriye doğru sürmek. Bilgisayar yedeklemek.

Patronizer synonyms : buy at, shop at, connection, engager, frequenters, consumer, client, frequent, boss, habitues, custom, gaffer, clienteles, habitue, shop, big boss, governor, demander, steady customer, patron, head of a firm, regulars, clientele, patronizers, jupiter, buyer, gaffers, support, condescend, customer, clients, governors, buyers.

Patronizer zıt anlamlı kelimeler, Patronizer kelime anlamı

Boycott : Direniş. Bir ülkenin siyasi anlaşmazlık içinde bulunduğu bir ülkeden mal alıp satmayı yasaklaması. Mal almamak. Ticaret yapmama boykotu. Boykot etmek. Boykot yapmak. Boykot.

Patronizer antonyms : unpatronized.

Patronizer ingilizce tanımı, definition of Patronizer

Patronizer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who patronizes.