Çeşnici nedir, Çeşnici ne demek

  • Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse.
  • Tütün veya içkilerin tat ve niteliğini belirleyen kimse
  • Sikkelerin ayarını düzenleyen kimse.

Tarih'teki anlamı:

Osmanlılarda basılacak altın ve gümüş paraların ayarını denetleyen görevli.

Çeşnici anlamı, kısaca tanımı:

Çeşnicibaşı : Sık sık eş değiştiren erkek.

Çeşni : Yiyeceğin ve içeceğin tadı, tadımlık. Farklılık. Özellik.

Saray : Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı. Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı. Van iline bağlı ilçelerden biri. Görkemli ve gösterişli yapı. Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri. Devlet başkanı ve çevresi.

Büyük : Büyük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Üstün niteliği olan. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Niceliği çok olan.

Konak : Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası. İzmir iline bağlı ilçelerden biri. Büyük ve gösterişli ev. Gözde oluşan ince tabaka. Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer. Araba veya hayvanla bir günde alınan yol. Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu. Konakçı.

 

Yemek : Isırmak. Başkasının parasını harcamak. Günün belli saatlerinde yenilen besin. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek. Yasal yoldan cezalandırılmak. Sürekli üzmek, tedirgin etmek. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek. Yemek yeme, karın doyurma işi. Konuklara yiyecek verilerek yapılmış olan ağırlama. Birine alacağını vermemek, ödememek. Harcamak, tüketmek, bitirmek. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Ağızda çiğneyerek yutmak. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak. Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek. Kandırmak. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.

Sofra : Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu. Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm. Anüs. Birlikte yemek yiyenlerin tümü. Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Sikke : Madenî para. Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık. Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah. Madenî paralara vurulan damga.

Çeşnicilik : Çeşnicinin yaptığı iş.

Diğer dillerde Çeşnici anlamı nedir?

İngilizce'de Çeşnici ne demek? : n. taster

Fransızca'da Çeşnici : dégustateur [le], gourmet [le]

Almanca'da Çeşnici : n. Degustator, Geschmacksprüfer

Rusça'da Çeşnici : n. дегустатор (M)