Çentici nedir, Çentici ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hastanın şişip sızlayan yerini, bıçağın ağzıyla yontuyormuş gibi yavaş yavaş vurarak iyileştirmeye çalışan kimse: Eli sebeplidir ocaktan çenticidir o.

Çentici tanımı, anlamı

Çent : Birbirine yapışık iki eşit parçadan meydana gelmiş olan cisimlerden her biri, fasulye, nohut gibi sebzelerin, badem, ceviz, erik gibi kuru meyvelerin içindeki parçalar

Çenti : Çanta. Bıçakla, çubuk veya tahta üzerinde açılan küçük tırtık: Hele şuna, masanın kenarını çentek çentek etmiş. Gömlek.

Eli sebepli : Eli uğurlu, tuttuğu, giriştiği işten iyi sonuç alınan kişi.

Yavaş yavaş : Yavaş bir biçimde, ağır ağır, adım adım, aheste aheste, aheste beste, sepil sepil. Azar azar. Gitgide.

İyileştirme : İyileştirmek işi, ıslah. Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını, yetersizliğini gidermek veya bozuk olan ruhsal durumunu düzeltmek amacıyla uygulanan tedavi, rehabilitasyon, rehabilite. İflas hâlindeki işletmeyi iyi yönetimle kâra geçirme, rehabilitasyon, rehabilite.

Çalışan : Çalışma işini yapan kimse. Bir iş yerinde ücret karşılığında görev yapan kimse, personel, eleman. Mardin şehrinde, Ömerli belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Ocaktan : Soylu, duygu, düşünce ve davranışları ince olan : Ocaktan adam ne de olsa gün görmüş.

 

Sebepli : Sebebi olan.

Yontu : Heykel.

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Aşırı düşkün, tutkun. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.

Sebep : Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey.

Çalış : Çalma işi.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Yavaş : Hızlı olmayan, ağır, çabuk karşıtı. Alçak, hafif bir biçimde. Yumuşak huylu, yumuşak başlı. Alçak, hafif. Hızlı olmayarak.

Yava : Peltek, kekeme. Geveze. Sürüden ayrılan hayvan. Yitik. Dışardan gelip bir yere yerleşen. İşsiz. Kaplumbağa. Yahu. [Bakınız: yaba]. Zayi, yitik, kaybolmuş. Başıboş gezen, sahipsiz. Muğla kenti, Yatağan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Sebe : Çaba.

Yont : Başıboş hayvan.

Gibi : -e benzer. İmişçesine, benzer biçimde. O anda, tam o sırada, hemen arkasından. -e yakışır biçimde.

Diğer dillerde Çene deliği anlamı nedir?

İngilizce'de Çene deliği ne demek ? : foramen mentale