Acuter türkçesi Acuter nedir

Acuter ingilizcede ne demek, Acuter nerede nasıl kullanılır?

Acute abdomen : Akut batın.

Acute accent : Sesli harf üzerindeki aksan işareti. Sesli harf üzerine konan aksan işareti. Tiz aksan. Tiz vurgu.

Acute angle : 90 dereceden küçük açı. Dar açı.

Acute angled : Dar açılı.

Acute appendicitis : Akut apandisit.

Acute hearing : Çok iyi işitme.

Acute puerperal metritis : Bütün türlerde doğum sonrası ilk haftada, doğumun komplikasyonları ve doğum sırasındaki bulaşmalarla oluşan, akut genel semptomlarla seyreden ve pis kokulu akıntı görülen döl yatağı yangısı, akut puerperal metritis. Doğum sonrası akut metritis.

Acute condition : Ağır hal. Ciddi durum. Vahim durum.

Acute shortage : Şiddetli eksiklik. Ciddi sıkıntı. Büyük noksanlık.

Acute eyesight : Net ve hassas görme yeteneği. Keskin görüş.

İngilizce Acuter Türkçe anlamı, Acuter eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Acuter ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Energise : Kudret vermek. Elektrik enerjisi sağlamak (ayrıcao energize). Harekete geçmek. Dinamikleştirmek. Güç vermek. Neşelendirmek. Enerji vermek. Yaşam bulmak. Harekete geçirmek. Canlandırmak.

 

Americanize : Amerikan kültürünü empoze etmek. Amerikalılaştırmak. Amerikalılaşmak. Amerikanlaştırmak.

Sentimentalise : Abartılmış hisleri ifade etmek (ayrıca sentimentalize). Aşırı hassas davranmak. Duygusallaştırmak. Aşırı hassasiyet göstermek. Duygusal özellikler yüklemek. Duygusal şekilde davranmak.

Alienate : Soğutmak. Uzaklaştırmak. Temlik etmek. Devretmek. Aralarını açmak. Devir ve ferağ etmek. Ferağ ve temlik etmek. Yabancılaştırmak. Yabancılaşmak.

Worsen : Gerilemek. Beter etmek. Kötüleşmek. Kötüye gitmek. Fenalaşmak. Daha da kötü olmak. Daha kötü bir hale getirmek. Daha kötü olmak. Daha da kötüleştirmek. Kötüleşmek (hasta).

Concentrate : Özüt. Deriştirmek. Derişik madde. Yoğunlaşmak. Toplanmak. Konsantre. Tek noktada toplamak. Konsantre madde. Konsantre olmak.

Blur : Bulanıklaşmak. Bulanmak. Net görülmeyen şey. Lekelenmek. Hayal meyal. Lekelemek. Karaltı. Bulandırmak. Net görülmesini zorlaştırmak.

Adjust : Bilgisayar, uzay, veterinerlik alanlarında kullanılır. Düzenine koymak. Uyum göstermek. Parlamak. Alışmak. Uydurmak. Hizaya getirmek. Düzeltmek. Ayarlama. Adapte olmak.

Mechanize : Makineleştirmek. Makinalaşmak. Motorize etmek. Mekanize etmek.

Unscramble : Düzeltmek. Deşifre etmek. Çözmek.

Acuter synonyms : colourize, bolshevise, uniformise, detransitivise, intransitivise, paganize, lighten up, transaminate, reenactor, orientalise, symmetrise, oxygenise, demulsify, devilize, revolutionize, colorize, performing artist, refreshen, suburbanise, mythologise, spice up, colour in, arterialise, isomerise, alkalinise, demythologise, automatise, playactor, colorise, devilise, dissonate, round out, acetylize.

 

Acuter zıt anlamlı kelimeler, Acuter kelime anlamı

Decelerate : Hızı azalmak. Hız kesmek. Yavaşlamak. Hız azaltmak. Yavaşlatmak.

Dissimilate : Bir kelimede birbiriyle ilgili iki sesi atlamak (sesbilim). Farklı sesler çıkarmak. Farklılaşmak. Farklı olmak. Farklılaştırmak. Farklı yapmak.

Focus : Fokus yapmak. Tek tabaka hücre kültürlerinde veya embriyolu yumurtanın koryoallantoik zarında bir virüs tarafından oluşturulan hücre yığını veya salkımı, fokus. Odak noktası. Odak ayarı yapmak. Odağı ayarlamak. Odaklanmak. Bir çekide toplamak. İlgi odağı. Odağa getirmek. Yakınsayan ışınların kesişme noktası (gerçek odak), ya da ıraksayan ışınların kaynaklanır göründüğü nokta (sanal odak).

Acuter antonyms : orientalise, denationalise, odourise, deconcentrate, de iodinate, demulsify, de ionate, detransitivize, personalise, occidentalise, complicate, tire, brighten, destabilize, better, wet, odorize, nationalize, transitivize, demythologize, stabilise, awaken, cool, stiffen, stabilize, depersonalise, assimilate, decrease, centralize, activate, deoxidise, desensitize, accelerate, decontaminate, occidentalize, worsen, orientalize, increase, beautify, decentralise, dirty, dehydrogenate, hydrogenate, personalize, clarify, emulsify, concentrate, magnetise, dry, deoxidize, qualify, invalidate, dehumanize, inactivate, sensitize, sharpen, sensitise, strengthen, scramble, inflate, empty, decentralize, enable, demilitarise, heat, dull, darken, demilitarize, discolor, thin, centralise, clutter, magnetize, naturalize, loosen, rejuvenate, destabilise, depersonalize, nationalise, cause to sleep, denationalize, unstring, weaken, demagnetise, fill, quieten, begin, clean, deflate, simplify, wrong, disable, discharge, validate, tune, denazify, demagnetize, denaturalize, unscramble, mythologize, order, inner.