Adol nedir, Adol ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İlkbaharda biten bir otun çift sürülürken tarlada çıkan ve soyularak yenen, küçük patates büyüklüğündeki yumru kökü.

Adol ile ilgili Cümleler

  • Adolfo Bolivya'dan geliyor. O bir Bolivyalı.
  • "Benim Mücadelem" Adolf Hitler tarafından yazılmış bir kitap.

Adol anlamı, kısaca tanımı

Adolescaria : Erişkin evreye ulaşmış ancak gelişmeye devam eden, seksüel olarak olgunlaşmamış trematod

Adolet : Tüze.

Adolfaktoryum : Koku loplarına ait olan.

Yumru kök : Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök.

İlkbahar : Kuzey yarım kürede mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan, 21 Mart-22 Haziran arası zaman aralığı, bahar, erken bahar, evvel bahar, ilkyaz.

Patates : Patlıcangillerden, yaprakları ve sürgünleri acı bir bitki (Solanum tuberosum). Bu bitkinin toprak altında oluşan, nişastası çok, yenebilen yumruları.

Yumru : Yuvarlak, şişkin şey. Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli. Genellikle derinin içine gömülü, yuvarlak ve sert oluşum, nod. Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde. Eğri büğrü, çarpık, yamru yumru.

Patat : Peltek konuşan, kekeme, dilsiz. Tezgâhta gücüleri oynatmaya yarayan tahta araç. Çok eskimiş giysi, kumaş parçası. Kumaş parçalarından yapılmış tutacak. Yünden, pamuk ipliğinden örülmüş terlik, patik. Fırın silmek için kullanılan, sopanın ucuna bağlanmış paçavra. Tandıra ekmek yapıştırmak için kullanılan araç. Eski kumaş parçası, paçavra.

 

Tarla : Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası. Deniz hayvanlarının çok olduğu yer.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Yenen : Karşılaşmalarda kazanan güreşçi. Yarışmayı kazanan kişi, takım. Üstün gelen, kazanan.

Büyük : Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Üstün niteliği olan. Niceliği çok olan.

Çıkan : Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı.

Yene : Gine, karşılığı yine. Gene (bk. gen, gene). Yine.

Otun : Evvelki gün. Odun.

Küçü : Dokuma tezgâhlarında arış ipliklerini açıp kapayan tarak. Gücü (dokuma aygıtında). Dokumacılıkta arış ipliklerini aralayan iplik tarak.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Sürü : Evcil hayvanlar topluluğu. Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü. Birlikte yaşayan hayvan topluluğu. Yönlendirilebilen insan topluluğu.

Büyü : Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

Çift : Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler). Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş. Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan. Küçük maşa ya da cımbız.

Diğer dillerde Adminikulum anlamı nedir?

İngilizce'de Adminikulum ne demek ? : adminiculum