All of türkçesi All of nedir

All of ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary mailed wedding invitations to all of their friends.
Turkish: Ali ve Mary bütün arkadaşlarına düğün davetiyelerini postaladı.

English: Ali accepted all of their gifts.
Turkish: Ali onların bütün hediyelerini kabul etti.

English: After they received the results, all of them were depressed.
Turkish: Onlar sonuçları aldıktan sonra, onların hepsi bunalımlıydı.

English: A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
Turkish: Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,

English: Ali answered all of Mary's questions.
Turkish: Ali Mary'nin tüm sorularını yanıtladı.

All of ingilizcede ne demek, All of nerede nasıl kullanılır?

All : Tümünü. Hepsi. Her biri. Bütünüyle. Berabere. Tümüyle. Büsbütün. Herkes. Her. Tamamen.

Of : Yüzünden. -den övünerek bahsetmek. Den. -li. Karşı. -nın. In. -den. -in. Li.

All of a piece : Tıpatıp. Tıpkı. Aynı tür. Aynı.

All of a size : Hepsi aynı büyüklükte.

All of a sudden : Lappadak. Apansız. Ani olarak. Ansızın. Birden. Birdenbire. Apansızın. Şırakkadak. Pattadak. Aniden.

 

All of it : Hepsi.

All of a tremble : Zangır zangır titreyen. Tir tir.

İngilizce All of Türkçe anlamı, All of eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak All of ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

All in all : Herşey. Son. Topu topu. Hepsi içinde. Sonuçta. Her şeyi hesaba katarak. Neticede. Herşeyi hesaba katarak. Bütün olarak (değerlendirildiğinde).

Anythings : Herhangi bir şey. Herhangi birşey. Ne olsa. (herhangi) bir şey. Bir şey. Her şey. Hiçbir şey.

Alls : Her şey. Ne var ne yoksa. Herkes. Tüm. Tümünü. Bütün. Katışıksız.

Minimals : Kısa. En küçük. Minimum. Minimal. En az. Asgari.

The whole shebang : Ne var ne yoksa. Bütünü.

Utmost : En uzak. En büyük. Son derece. Elinden gelen çaba. En son. Elden gelen en büyük (gayret). En yüksek. En fazla. Son nokta.

All told : Yekun olarak. Bütün taşıma kapasitesi. Topluca. Topyekün. Tümüyle. Toplam olarak. Hepsi beraber. Bütünüyle.

Entires : Bütün. Tamam. Katışıksız. Tam. Tüm. Yekpare. Bütünlüklü.

Lowermost : En alt. En aşağıdaki.

All of synonyms : all of which, bottommost, utmosts, whole kit and caboodle, hundred percent, all of them, all and sundry, a hundred percent, at the least, minimal, gamuts, caboodles, gamut, at least, as a whole, anything, the whole shoot, the whole kit and caboodle, caboodle, at the very least, entire, lowest, all, all of it.