At the helm türkçesi At the helm nedir

  • Direksiyonda.
  • Komutasında.
  • Yöneltme.
  • Başkanlığında.
  • Kontrolünde.
  • Denetiminde.
  • Başında.

At the helm ingilizcede ne demek, At the helm nerede nasıl kullanılır?

At : Nezdinde. Yanında. Üzerinde. Bir yeri belirtmek için kullanılır. Üzere. Ye. Bir iş veya hareketten bahsederken kullanılır. Hatta. Da. E.

The : Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır.

Helm : Yönetici. İdare. Lider. Gemilerin idare edildiği mekanizma. Yönetim. Miğfer. Baskısız. Baş. Dümen. Kontrol.

Be at the helm : Denetimi sağlamak. Geminin dümeninde olmak. Kontrol ve yetki pozisyonunda olmak. Komutayı sağlamak.

At the back : Geride. Arkada.

At the bottom of : -dibinde. En düşük noktasında. -altında. -en altında. -arkasında.

At the back of : Dünyanın öteki ucunda. Gerisinde. Arka kısmında. Arkasında. Bir şeyin arkasında olma.

At the back door : Hileyle. Gizlice. El altından.

At the beginning : Başlangıçta. Başlarda.

At the crack of dawn : Şafak sökümünde. Gündoğumu sırasında. Sabah sabah. Sabahın köründe. Gün ağarırken. Sabahın ilk ışığında. Karga bokunu yemeden. Tan vakti.

 

İngilizce At the helm Türkçe anlamı, At the helm eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak At the helm ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Routing : Yönlendirme. Bir rota veya yön planlama hareketi. İletme. İş sıralaması. Yapılacak iş. Rutin iş. Gönderme. Bir yolculuğun başlangıcıyla sonu arasında izlenen yol.

In limine : Başından. Başlangıcından (latince). Başta. Başlangıçta. En başta.

Directing : Rejisörlük. Yönetmenlik. Yönlendirme. İdare etme. Tevcih. Hedef. Reji. Yöneltme (bir görevi). Amaç.

At the wheel : Dümende. Yönetimde. İdare etmekte.

Orientation : Yönlendirme. Doğuya doğru inşa etme. Bir bilim dalında temel yöntem ve yaklaşım bakımından beliren ana ayrımlardan her biri. Bir ırakgörürü ya da gözlem aracını verilen yıldıza doğru çevirme işi. Uyarı cevabı. Belli bir yöne yöneltme. Alışma. Bir çevreye uyum sağlama. Bir buzsul ya da bir özdecik içinde öğecik kümelerinin ya da o özdeciklerin belirli doğrultularda yönelmiş olarak düzenlenimleri. Dış etkilerle ilgili olarak organizma veya hücrenin göstermiş olduğu durum değişikliği, oryantasyon.

Orientation guidance : Öğrenciyi, başarılı uyum yapabilmesini kolaylaştırmak amacıyla, yönetmelik hükümleri, öğretim programı, eğitsel kol çalışmaları gibi okul yaşayışıyla yakından ilgili konularda bilinçlendirme süreci. öğrencilerin, ileride seçecekleri iş ve meslek alanları ile izleyecekleri üst öğrenim dallarını göz önünde tutarak okul çalışmalarına yön verme işi.

Aiming : Gezleme. Büyük amaç. Niyeti olma. Nisan alma. Mücadele. Konumlama. Nişan. Tevcih. Nişan alma.

 

Orientations : Uyum sağlama. Yön belirleme. Oryantasyon. Yönlendirme. Doğuya doğru inşa etme.

Steering : Kumanda. Aracın doğrultu denetimini sağlama işi. Yönetim. Sevk ve idare etme. Abrama. Yönlendirme. Uçağa yerde yön verme. Direksiyon kullanma. İdare.

At the helm synonyms : piping, presided over, routings, under the chairmanship of.