Ataş nedir, Ataş ne demek

Ataş; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

Yerel Türkçe anlamı:

(

Ateş.

Ataş hakkında bilgiler

Ataş, 1900 yılında Norveçli Johann Vaaler tarafından icat edilmiştir. Kağıtları sıkıca tutabilmek için, iç içe geçmiş iki halka oluşturan metal bir telden ibaret olan tasarım bugüne kadar hemen hemen hiç değişmemiştir. Ataş bulunmadan önce kâğıtlar iğnelenerek bir arada tutuluyordu.Ancak bu icat gerçekleştikten sonra iğne yerine ataş kullanılmaya başlandı.Bu da hayatımıza büyük kolaylık sağlamıştır.

1989 yılında, Oslo'da Johan Vaaler anısına 7 metre uzunluğunda Dünya'nın en büyük demirden ataşı yapıldı.

Ataş ile ilgili Cümleler

  • Ataşın var mı?
  • Bir not bir ataş ile belgeye tutturuldu.

Ataş anlamı, tanımı:

Ataşe : Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı.

Ataşelik : Ataşe olma durumu. Ataşenin görev yaptığı yer.

Askeri ataşe : Bir ulusun yabancı ülkelerdeki elçiliklerinde görevli askerî uzman.

Basın ataşesi : Resmî veya özel kurum ve kuruluşlarda, yabancı temsilciliklerde basın ile ilgili konuları düzenleyen yetkili ve sorumlu kimse.

Deniz ataşesi : Büyükelçiliklerde görev yapan, deniz kuvvetlerine bağlı askerî üst düzey görevlisi.

Ticaret ataşesi : Yurt dışında ticaret işleri ve hareketleriyle ilgilenmek üzere görevlendirilen memur, ticari ataşe.

 

Ticari ataşe : Ticaret ataşesi.

Tutturgaç : Kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan telden yapılmış araç, ataş.

Taraf : İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Yön, yan, doğrultu.

İcat : Gerçekmiş gibi gösterme çabası. Buluş.

Geçmiş : Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları. Çürümeye yüz tutmuş. Arkada kalan hayat. Geçme işini yapmış. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi. Zaman bakımından geride kalmış, esbak.

Halka : Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Çember biçiminde olan. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Çember biçiminde dizilmiş topluluk. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası.

Metal : Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde. Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı. Bu maddeden yapılmış.

 

İbaret : Oluşan, meydana gelen.

Ataş almak : Zor duruma düşmek

Ataş arabası : Tren katarı.

Ataş atmak : Kızıştırmak, kışkırtmak.

Ataş demiri : Ateş küreği.

Ataş deymeni : Motörlü değirmen, un fabrikası.

Ataş kaymak : Ateş yakmak.

Ataş papırı : Tren katarı.

Ataş tavası : Ateş küreği.

Ataşemiliter : [Bakınız: askerî ataşe]

Ataşı kaymak : Odunları çatarak yakmak, tutuşturmak

Diğer dillerde Ataş anlamı nedir?

İngilizce'de Ataş ne demek? : [AIM-92 Stinger] n. fastener

Fransızca'da Ataş : trombone [la]

Almanca'da Ataş : Büroklammer, Heftklammer