Baraj nedir, Baraj ne demek

Baraj; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılmış olan bent
  • Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart.
  • Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set.

"Baraj" ile ilgili cümle

  • "Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı."

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: büvet]

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Suyu toplama, sulama ve elektrik üretmek amacıyla akarsu üzerine yapılmış olan bent.

İngilizce'de Baraj ne demek? Baraj ingilizcesi nedir?:

dam

Baraj hakkında bilgiler

Baraj, eski zamanlardan beri insanlığın su ihtiyacını karşılamak ve tarımsal alanların sulanması amacıyla inşaa edilen su yapılarıdır. Günümüzün modern barajları stratejik öneme sahiplerdir. Çünkü.

Bir ülkenin enerji üretiminin en doğal ve en ucuz yoludur. Hidroelektrik enerji üreten barajlar, diğer enerji üretim türlerine göre daha çevrecidirler. Yalnız son zamanlarda büyük barajların inşaaları durdurulmuştur. Alansal olarak çok büyük barajlar, bulunduğu bölgenin iklimini değiştirmekte ve ekolojik dengeyi değiştirmektedirler.

Özellikle bol yağış alan yerlerde taşkın önleme amacıyla bağlamalar, barajlar ve göletler inşaa edilmektedir.

 

Tarımsal arazilerin sulanması için büyük önem taşırlar. Barajlardan arazilere açılan kanallarla su taşınır.

Baraj ile ilgili Cümleler

  • Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
  • Baraj inşaatı tüm ekosistemi tahrip eden yapay bir göl yarattı.
  • Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.
  • Bu büyük baraj, inşaatın inanılmaz bir uyumudur.
  • Ali barajın tutmayacağını bilemezdi.
  • Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.
  • Köylüler bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.
  • Bu baraj büyük miktarda elektrik üretti.
  • Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyor.
  • Bu baraj bir çok can pahasına yapıldı.

Baraj anlamı, tanımı:

Barajı aşmak : Herhangi bir sebeple konulmuş olan koşulu yerine getirip başarı sağlamak.

Baraj yapmak : Futbol veya hentbolda kaleye yapılmış olan vuruşları önlemek için oyuncular kale önünü kapatacak bir biçimde sıralanmak, duvar yapmak.

Baraj ateşi : Bataryanın yoğun yaylım ateşi, bar ateşi.

Baraj mesafesi : Serbest atış sırasında, atış noktasından baraja kadar belirlenen nizami ara açıklığı.

Barajlı santral : Türbinleri için gerekli suyu baraj gölünden verilerek jeneratörlerle elektriğe dönüştüren hidroelektrik santral türü.

Toplama : Değişik parçaların bir araya getirilmesiyle oluşmuş. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulma işlemi, cem. Toplamak işi. Toplanarak bir araya getirilmiş. Kalın bazlamaya benzer bir çeşit tandır ekmeği.

Sulama : Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma. Sulamak işi.

 

Elektrik : Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi. Çarpıcılık, cazibe, canlılık.

Üretme : Üretmek işi.

Akarsu : Tek sıra elmastan gerdanlık. Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su.

Bent : Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılmış olan set, büğet. Bağ, rabıt. Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam. Gazete yazısı. Kanun maddesi. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm.

Futbol : Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu.

Zaman : Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Belirlenmiş olan an. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Dönem, devir. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Çağ, mevsim.

Baraj gölü : Akarsular üzerine yapılan barajlarda toplanan su kütlesi.

Baraj yapmak : futbol veya hentbolda kaleye yapılan vuruşları önlemek için oyuncular kale önünü kapatacak bir biçimde sıralanmak, duvar yapmak.

Diğer dillerde Baraj anlamı nedir?

İngilizce'de Baraj ne demek? : n. barrage, dam

Fransızca'da Baraj : barrage [le]

Almanca'da Baraj : n. Damm, Staude

Rusça'da Baraj : n. плотина (F), заграждение (N), норматив (M)

adj. заградительный, нормативный