Barking türkçesi Barking nedir

Barking ile ilgili cümleler

English: Don't be afraid of barking dogs.
Turkish: Havlayan köpeklerden korkma.

English: His dog is barking at me.
Turkish: Köpeği bana havlıyor.

English: He gave the barking dog a vicious kick.
Turkish: O, havlayan köpeğe şiddetli bir tekme attı.

English: Hungry puppies are barking on the street.
Turkish: Aç köpek yavruları sokakta havlıyor.

English: Her dog started barking like crazy.
Turkish: Onun köpeği deli gibi havlamaya başladı.

Barking ingilizcede ne demek, Barking nerede nasıl kullanılır?

Barking deer : Çift parmaklılar (artiodactyla) takımının, geyikgiller (cervidae) familyasından, 125 cm kadar uzunlukta, 55 cm kadar yükseklikte, erkeğinde küçük boynuzlar bulunan, havlar gibi ses çıkaran bir tür. Munçak.

Barking dogs do not bite : Havlayan köpekler ısırmaz. Tehdit edici şeyler genelde zararsızdır.

Barking dogs never bite : Havlayan köpek ısırmaz.

Barking dogs seldom bite : Havlayan köpekler çoğunlukla ısırmaz. Tehdit edici şeyler genelde zararsızdır. Havlayan köpekler ısırmaz.

Barking foal syndrome : Havlayan tay hastalığı. Hiyalin zar hastalığı.

Barkis is willin : Hazır ve istekli. Barkis hazır.

Barkier : Kabuksu. Kabuğa benzeyen. Kabuklu.

 

Embarking : Bindirmek. Uçağa yükleme. Bindirme. Yükleme. Uçağa bindirmek. Uçağa yüklemek. Kalkışmak. Uçağa bindirme. Yolcu almak. Yatırmak.

Debarking machine : Kabuk soyma makinesi.

Reembarking : Geminin bordasına geri çıkmak.

İngilizce Barking Türkçe anlamı, Barking eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Barking ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Convey : Bildirmek. Taşımak. İblağ etmek. İfade etmek. (bilgi) aktarmak. Götürmek. Yollamak. Devretmek. İletmek. Getirmek.

Crackbrained : Acayip. Saçma. Kaçık.

Beer : Arpasuyu. Bira.

Banbury : Güney ingiltere'de bir kasaba. Otomatik karıştırıcı.

Bananas : Üşütük. Heyecanlı. Kaçık. Kaçırmış.

As mad as a march hare : Küplere binmiş. Zırdeli. Tamamen çılgına dönmüş. Kaçık.

Whisk : Hızla çıkarmak. Fırlatmak. Kuyruk sallamak (at vb.). Süpürmek. Kaçırmak. Fırlamak. Silmek. Silkmek. Silerek çıkarmak. Sallamak.

Take : Götürmek. Pay. Ele almak. Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası. çevirim oyunluğunda, alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilecek olan, her biri ayrı bir sayıyla belirtilen bölüm. alıcının bir kez çalıştırılması sırasında alıcı açısı, alıcı görüş noktası, alıcı ile çevrilen görünçlük arasındaki uzaklık, mercek çeşidi, vb. etkenlere göre başka başka özellikler gösteren görüntülerin tümü. (bu son durumda görüntüler gerek çerçeve içinde kapladıkları yer, gerek görüş açısı ve noktası, gerekse çevirim sırasında alıcının devinimiyle değişik özellikler kazanır ki, bunların her biri özel bir terimle belirtilir). tv. televizyon yayınında, sinemadaki çekimin özelliklerine karşılık olan durumlar. Tutma. Tutuş. Alıntı. Etkili olmak. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. (fotoğraf) çekmek.

 

Buckingham : İngiliz kraliyet sarayının adı. İllinois eyaletinde yerleşim yeri. Britanya'da bir bölge.

Battier : Kaçık. Çatlak. Bir tahtası eksik. Üşütük (argo terim). Kıç. Üşütük. Popo.

Barking synonyms : come, take back, yipped, berkeley, conduct, axminster, aficionado, bostons, amok, boston, ascots, bats, transport, berserk, bedlamite, transmit, fetch, bonkers, crackpots, woofing, bedlington, change, ferry, yap, cockamamie, alter, get, basildon, yawped, crackpot, birmingham, return, tube.

Barking zıt anlamlı kelimeler, Barking kelime anlamı

Go : Yayılmak. Ölmek. Yapılmak. Gitmek. Uymak. İddiaya girmek. İş görmek. Koyulmak. Gayret. Enerji.

Adequate : Uygun. Ehven. Kafi. Münasip. Kifayetli. Elverişli. Yeterli. Yeter.