Bazilika nedir, Bazilika ne demek

Bazilika; bir mimarlık terimidir. kökeni italyanca dilinden gelmektedir.

  • İçi, ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere iki sıra sütunla üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçiminde büyük kilise
  • Kral sarayı.
  • Dikdörtgen biçiminde, uç kısmında yarım çembere benzeyen bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi.

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

Kral sarayı.

Dikdörtgen biçiminde, sonunda bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi.

İçi iki sıra sütunla ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olan üç şahına ayrılmış, dikdörtgen biçiminde kilise.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Şahane, yüce.

İngilizce'de Bazilika ne demek? Bazilika ingilizcesi nedir?:

basilic, basilica

Bazilika hakkında bilgiler

Çeşitli dönem yapılarında karşılaşılan bir plan tipi. Hıristiyanlık öncesi yapılarda dini niteliği olmayan bir toplanma yeri özelliği gösterirken Erken Hristiyan ve Ortaçağ mimarilerinde, yan geçitleri bulunan (yan nef), galerili veya galerisiz kilise anlamında kullanılmıştır. Bazilikal planda ölçü birimi genellikle transept karesidir. Pek çok roman kilisesi bu ilke üzerine kurulmuştur. Transept karesinin ölçülerine -bazen küçük sapmalarla- koronun, transept kollarının, naos (orta nefin), kemer gözlerinin ölçülerinde rastlanır. Bazilikal plan tipi Gotik Sanat döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Kubbeli bazilika naosun (ana nef) üzeri kubbe ile örtülü bazilika. İstanbul'da bulunan, Justinianus devri yapıtı Hagia Eirene (Aya İrini) kilisesi bir kubbeli bazilikadır.

 

Bazilika anlamı, kısaca tanımı:

Kilise : Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer. Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş. Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu.

Orta : Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. İyi ile kötü arasındaki durum. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Ne büyük ne küçük, midi. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Yeniçeri Ocağında tabur. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Orantı. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Ne uzun ne kısa, midi.

Alçak : Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Kısa (boy). Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı.

 

Sütun : Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon. Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey. Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon. Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey. Alt alta sıralanmış şeyler dizisi.

Salon : Dükkân, mağaza. Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda. Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer.

Dikdörtgen : Açıları dik olan paralel kenar, mustatil. Bu biçimde olan.

Biçim : Tarz. Biçme işi. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri.

Büyük : Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Önemli. Üstün niteliği olan. Büyük abdest. Niceliği çok olan.

Dönem : Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot. Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre. Yarıyıl. Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre.

Kral : Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse. Çok başarılı ve zengin iş adamı. Üstün, çok iyi. En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse.

Diğer dillerde Bazilika anlamı nedir?

İngilizce'de Bazilika ne demek? : n. basilica, hall of justice, meeting hall (in ancient Rome)

Fransızca'da Bazilika : basilique [la]

Almanca'da Bazilika : n. Basilika

Rusça'da Bazilika : n. базилика (F)