Kilise nedir, Kilise ne demek
Kilise; bir din b. terimidir. kökeni rumca dilinden gelmektedir.
- Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer
- Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş.
- Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu.
"Kilise" ile ilgili cümle örnekleri
- "Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu." - N. F. Kısakürek
Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:
(Heykel) Hıristiyan tapınağı. a. bk. bazilika, tapınak, megaron.
İngilizce'de Kilise ne demek? Kilise ingilizcesi nedir?:
church
Kilise hakkında bilgiler
Kilise, Hıristiyanlıkta ibadet etmek ve bazı diğer dini vazifeleri yerine getirmek için tahsis edilmiş halka açık bina, tapınak. Yunanca ekklesia (çağrılıp toplanmış olan ) kelimesinden türemiştir.
Romalı askerlerden kaçan Hristiyanlar bu kiliseyi Antakya'da kurmuşlardır. Kilise bir dağ eteğine kurulmuştur. Dağ eteğinde yüzlerce mağara vardır. Doğru yolu bulup yüzeye ulaşmak oldukça zordur. İlk Hıristiyanlar bu mağaraları Romalı askerlerden saklanmak için kullanmışlardır. Bu labirentlerde, kaybolmuş kişilerin iskeletleri halen mevcuttur. Ayrıca kilisenin içinde Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen bir su kuyusu vardır.
Kilise ile ilgili Cümleler
- Şimdi kiliseye gideceğim.
- Kilise çanını her sabah duyabiliriz.
- Kilise 1173 yılına kadar uzanmaktadır.
- O kadın her akşam kiliseye gider.
- Biz kilisenin etrafındaki bütün çimenleri ve yabani otları kestik.
- Ali sadece ismen Hristiyan'dır. O hiç kiliseye gitmez.
- Pua kilisede şarkı söylüyor.
- Kilise bir dağın eteğindedir.
- Kilise çanı saat üçte çalardı.
- Ali kiliseye giden bir adamdı.
- Ali kilisenin papazıdır.
- Kilise benim evimle seninki arasındadır.
- Kilise caddenin hemen karşısında.
- Kilise caddenin diğer tarafındadır.
Kilise tanımı, anlamı:
Hristiyan : Hz. İsa'nın dininden olan kimse, İsevi, Nasrani.
İbadet : Bir dinin buyruklarını yerine getirme.
Topla : Üç parmaklı dirgen.
Kilise direği gibi : Çok kalın (ense).
Kilise çanı : Kiliselerde saat başlarında ve dinî törenlerde çalınan büyük çan.
Kilise hukuku : Kilisenin kuruluşunu ve iç düzenini sağlayan kurallar.
Başkilise : Piskoposluk makamı olan büyük kilise, katedral.
Hristiyanlık : Hristiyan dünyası. Hristiyan olma durumu. Hristiyan dini, İsevilik, Nasranilik.
Kuruluş : Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis. Kasılma. Kurulma işi. Yapı, yapılış, bünye. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı.
Öğreti : Toplumda herhangi bir alanda çığır açan bir düşünce adamının ortaya koyduğu görüşler, ilkeler bütünü, doktrin. Bilimde, felsefede bir görüşü bir sistem içinde belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olarak oluşturan ilke ve dogmalar bütünü, doktrin. Birbirine bağlı bilimsel veya felsefi düşünceler birliği, meslek. Belli bir görüşe dayalı çalışma anlayışının bütünü.
Yönetim : Yönetme işi, çekip çevirme, idare. Dümen.
Papa : Roma Katolik kilisesinin, bir meclis tarafından seçilen, Vatikan'da oturan ve Hz. İsa'nın vekili sayılan başkanı.
Piskopos : Katoliklerde, bir bölgenin din işlerine başkanlık eden, papazlığın en yüksek aşamasında olan din görevlisi.
Toplu : Bir arada, bütün, kombine. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Vücutça dolgun. Topu olan.
Diğer : Başka, özge, öteki, öbür.
İlgili : İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik.
Kilise oyunu : Kilise tarafından yönetilen ve denetlenen, çoğu kez rahiplerin oynadığı Hıristiyan öğretisini yaymaya yönelik oyun.
Kilise tiyatrosu : Dinsel günlerde rahiplerin ya da kiliseye gelenlerin oynadıkları dinsel oyunları sunan topluluk. Ortaçağ'ın ilk yarısından bu yana sürüp gelen bir tiyatro geleneğini kapsar. Ortaçağın ilk yarısından (XI.-XII. yüzyıllar) bu yana sürüp gelen bir tiyatro geleneğidir. Dinsel günlerde (Noel ve Paskalya) kiliseye gelenlere rahiplerin oynadıkları dinsel oyunlar.
Kilisecik : Saraylarda Hıristiyan ermişlerinin giysilerinin saklandığı yer. Saraylarda yapılan küçük tapınma yeri. Kiliselerin yan sahınlarında bulunan hücrelerde hazırlanmış tapınma köşeleri.
Diğer dillerde Kilise anlamı nedir?
İngilizce'de Kilise ne demek? : adj. church, parish
n. church, fane, fold, meeting house, public worship, Kirk
Fransızca'da Kilise : église [la]
Almanca'da Kilise : n. Kirche, Sakralbau, Heiligtum, Ecclesia
Rusça'da Kilise : n. церковь (F), собор (M)
adj. церковный
Bu kısımda Kilise nedir? Kilise ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Kilise tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Kilise hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.