Being saved türkçesi Being saved nedir

  • Korunaklı olma.
  • Kurtarılma.
  • Saklanma.
  • Serbest bırakılma.
  • Korunma.
  • Korunmuş olma.
  • Tehlikeden çıkarılmış olma.
  • Özgür bırakılmış olma.
  • Tutulma.
  • Depolanma.
  • Kurtarılmış olma.

Being saved ile ilgili cümleler

English: Is this seat being saved for anybody?
Turkish: Bu koltuk birisi için mi ayrılıyor?

Being saved ingilizcede ne demek, Being saved nerede nasıl kullanılır?

Being : İnsan. Vücut. Yaradılış. Bilinçten bağımsız olarak var olan nesnel dünya ya da özdek. Varlık. Mahluk. Oluş. Yaratık. Varoluş. Yaşam.

Saved : Kurtulmuş. Kaydedilen. Korunan. Korunmuş. Kaydedildi. Kurtarılmış. Kaydedilmiş.

Being a native born israeli : İsrail'de doğmuş ve büyümüş olma. Anayurdu israil olma. İsrail yerlisi olma.

Being a shareholder : Hissedarlık.

Being abandoned : Ortada bırakılmış olma. Bırakılmış olma. Terk edilmiş olma. Reddedilmiş olma.

Being absorbed : Soğurulmuş olma. Emilmiş olma. Asimile dilmiş olma. Absorbe edilmiş olma. İçine çekilmiş olma.

İngilizce Being saved Türkçe anlamı, Being saved eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Being saved ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Salvation : İflah. Halas. Kurtarış. Günahlardan kurtulma. Selamet. Kurtarma. Gufran. Kurtulma. Kurtarıcı.

 

Preservations : Saklama. Muhafaza. Konserve yapma. Korunum. Koruma.

Cricking : Adale kasılması. Boyun tutulması. Kriko. Kasılma. Vidalı kriko.

Occultation : Gizlenme. Örtülme. Göz önünden kaldırma. Saklı olma. Gözden kaybolma. Bir gökcisrminden gelen ışığın, bakış doğrultumuz ile bu cisim arasına giren başka bir gökcismi tarafından kesilmesi; bir yıldız ya da gezegenin ay tarafından örtülmesi. Gizleme. Okültasyon. Gölgeye girme.

Fastening : Tutturma. Bağlama. Bağ. Kapı ya da pencere kilidi. Mandal ya da sürgü. Bağlama (bir şeyi vb). Kapı yada pencere kilidi. Tespit etme. Sabitleme.

Being rescued : Kurtulma. Tehlikeden çıkarılma.

Rampart : Kale duvarı. Set. Savunma. Sur. Siper. İstihkam. Sur ile çevirmek.

Rescuing : İmdadına yetişmek. Muaf tutmak. Hacizden kurtarmak. İmdat. Mahpusu düşmandan kurtarmak. Kurtarmak. Yardım. Tahlisiye. Zorla geri almak.

Defense : Himaye. Koruma. Görevi karşı takımın akıncılarına karşı kaleyi korumak olan oyuncuların kurdukları kat. Sanık. Defans oyuncusu. Savunu. Savunma. Doğrulama. Bir takımın kalesini korumak ve gol yememek için oyun süresince çaba göstermesi.

Hidings : Dövme. Gizlenme. Saklama. Gizleme. Sopa. Dayak.

Being saved synonyms : defence, preservation, immersions, dry up, salvations, suffusion, hiding, prevention, safekeeping, entrapment, disguisement, phylaxis, rescues, fastenings, liberations, safeguard, coverture, suffusions, disguisements, ramparts, preventions, forestallment, immersion, rescue, protection, manumissions, popularity, prophylaxis, crick, manumission, liberation, being held, cricks.