Bemas türkçesi Bemas nedir

  • Yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan.
  • Platform.
  • Sahne.
  • Podyum.
  • Ortadoks kiliselerinde mihrabın önünde yer alan kürsü.
  • Kürsü.
  • Üzerinde sunak bulunan yüksek platform (kilisede).
  • Hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan.

Bemas ingilizcede ne demek, Bemas nerede nasıl kullanılır?

Bema : Sahne. Hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan. Yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan. Ortadoks kiliselerinde mihrabın önünde yer alan kürsü. Üzerinde sunak bulunan yüksek platform (kilisede). Podyum. Kürsü. Platform.

Bemani : Ritimli bir bilgisayar oyunu.

Bemata : Podyum. Platform. Üzerinde sunak bulunan yüksek platform (kilisede). Kürsü. Sahne.

Bemaze : Hayret ettirmek. Sersemletmek. Şaşırtmak.

Tribeman : Kabile üyesi.

Bemegride : Beta-etil ve beta-metilglutarimid bileşiminde, suda 1/200 oranında çözünebilen, merkezi sinir sistemini uyaran ve barbitüratların özel antagonisti olan beyaz kristalize bir madde. Bemegrid.

Bemean : Alçaltmak. Değerini düşürmek. Adileştirmek.

Bemba : Bemba halkı tarafından konuşulan bantu dili. Zambiya ve kongo'da yaşayan etnik bir grup.

Bemire : Pisletmek. Çamura batırmak. Kirletmek. Çamurlamak.

Bemiring : Pisletmek. Kirletmek. Çamurlamak.

 

İngilizce Bemas Türkçe anlamı, Bemas eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bemas ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Catwalk : İki bina arasındaki köprü. Dar bir yaya yolu. Kediyolu. Geçit kalası. Geçit. İskele. İki binayı birbirine bağlayan köprü. Dar köprü.

Stage : Radyo ya da televizyon almacındaki çeşitli elektronik birlikleri belirten terim. Sahneye konmaya elverişli olmak. Yerbilim zamanlarından bir dönem süresi içinde oluşmuş katmanlı kayaçlar. Hazırlamak. Menzil. Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerinin yönelişlerini başlatıp bitiren kesim. bir tiyatro yapısında oyuncuların oynamaları için özel olarak yapılmış ve genellikle yükseltilmiş oylum ya da alan. Düzenlemek. Bir ya da daha çok çekim içinde gerçekleştirilen, aynı kişileri aynı bezem içinde gösteren, çekim ile ayrım arasında yer alan film parçası (bazen çekim yerine de kullanılır). tv. bir televizyon oyununun, aynı kişileri aynı bezem içinde veren bölümü. sinema/tv. dış dünyanın film ya da televizyon oyununda yer alan herhangi bir görünüşü. işliğin, düzlüğün, üzerinde bezem kurulmuş, çalışma yapılan bölümü. Yönlendirmek.

Footpace : Yavaş yürüyüş. Adımlayarak yürüme. Yükseltilmiş platform.

Pedestal : Sütun tabanı. Heykel tabanı. Altlık. Taban. Esas. Temel. Kaide. Heykel kaidesi. Sütun kaidesi.

Boards : Kitabın kapakları.

Arena : Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Alan. Oyun alanı. Eski roma açıkhava gösterisine özgü geniş yer (elips biçimi). seyirciler ortasında bir oyun yeri. Arena. Roma imparatorluğu döneminde açık havada yapılan gösteriler için yapılmış geniş, çoğu kez değirmi biçimde oyun yeri. seyircilerin ortasında oyun yeri olan çevreli tiyatro'nun büyüğü. Spor kompleksi. Meydan.

 

Scenes : Faaliyet alanı. Mizansen. Olay yeri. Olay. Manzara. Sahne dekoru. Dekor. Rezalet.

Bandstands : Bando için yapılmış yer. Bando yeri. Orkestranın yeri. Açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform.

Bemas synonyms : church building, bema, podia, area, daises, rostrums, choir, desk, lectern, emplacement, setting, scenic, desks, ambon, french scene, platform, dais, rostrum, roadway, podiums, lecterns, scene, footpaces, benches, bemata, tablas, church, arenas, department, podium, bandstand, road bed, runway.