Brushes türkçesi Brushes nedir

Brushes ile ilgili cümleler

English: Ali told his dentist that he brushes his teeth after every meal.
Turkish: Ali dişçisine her yemekten sonra dişlerini fırçaladığını söyledi.

English: Ali always brushes his teeth after meals.
Turkish: Ali her zaman yemeklerden sonra dişlerini fırçalar.

English: Ali brushes his teeth after every meal.
Turkish: Ali her yemekten sonra dişlerini fırçalar.

English: He brushes his teeth.
Turkish: O dişlerini fırçalar .

English: He brushes his teeth after his meals.
Turkish: O yemeklerinden sonra dişlerini fırçalar.

Brushes ingilizcede ne demek, Brushes nerede nasıl kullanılır?

Airbrushes : Sıkıştırılmış hava kullanarak iyi ve kaliteli boyama sıvısı üreten resim aleti. Bir çok bilgisayarda grafik programlarında olan ve hakiki hava fırçayı taklit eden cıhazdır (bilgisayar).

Hairbrushes : Fırçadaki saçlar. Saç fırçası.

Paintbrushes : Paintbrush. Boya fırçası.

Sagebrushes : Batı abd'nin çorak bölgelerinde bulunan çalı türü.

Toothbrushes : Diş fırçaları. Diş fırçası.

Brush aside : Yabana atmak. Boş vermek. Aldırmamak. Önemsememek. Boşlamak. Bir kenara itmek.

Brush cleaning : Fırçalı temizleme. Fırçayla temizleme.

 

Unbrushed : Fırçalanmamış. Zımparasız. Süpürülmemiş.

Brush border : Böbrek epitel hücrelerinin üst yüzeyinde emme yüzeyini genişletmek maksadıyla oluşan, içinde akün filamentlerinden oluşmuş göbek proteinleri bulunan, böcek malpighi tüpü hücreleri gibi bazı özel hücrelerde ise içinde mitokondrilerin de bulunduğu, ışık mikroskobunda fırça kenarı görüntüsü oluşturan, muntazam sıralı mikrovillüs denilen parmak şeklindeki katlanmaların oluşturduğu yapı. Fırça kenar. Fırçamsı kenarlı.

Brush cut : Çok kısa saç traşı.

İngilizce Brushes Türkçe anlamı, Brushes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brushes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Scavenged : Çöp temizlemek. Çöpten kurtarılmış. Yıkanmış. Çöple beslenmek. Çöpçülük etmek. Temizlenmiş. Kilerinden arındırılmış. Egzoz gazlarını süpürmek. Temizlemek. Bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma.

Scours : Sürterek kazımak. Seğirtmek. Oymak. Süpürüp götürmek. (su) aşındırmak. Perdahlamak. Bol suyla yıkamak. Koşuşturmak. Ovmak. Ovarak temizlemek.

Crease : Kırışmak. Kırışıklık. Buruşturmak. Pli. Kırıştırmak. Buruşukluk. Kat. Pot. Donatılan ağlarda yakalara geçirilen ağa verilen fazlalık. Buruşmak.

Bark : Kabuğunu soymak. Yelkenli üç direkli gemi. Odunsu bitkilerde damarlı kambiyumun dışında kalan, ikincil soymuk boruları, korteks ve peridermden oluşan tabakaya verilen ad. Soymak. Barka. Havlamak. Öksürmek. Havlama.

Pick : Kürdan. Gitar penası. Kazma. Yankesicilik yapmak. Seçenek. Seçmek. Aşırmak. Seçme. Burun karıştırma.

Rub : Zımparayla düzeltmek. Ovma. Friksiyon yapmak. Zımparalamak. Geçinip gitmek. İdare etmek. Masaj yapmak. Sinirlendirmek. Sürmek. Ovalamak.

 

Brush up : Yenilemek. Bilgi tazelemek. Bilgiyi tazelemek. Hafızasını tazelemek. Tazelemek (bilgiyi). Bilgisini tazelemek. Tazelemek. Tekrar etmek.

Graze : Kaydırma. Sıyrık. Karşı namlu üzerinden kaydırılarak yapılan doğru dürtüş. Sıyırma. Eskrim, veterinerlik alanlarında kullanılır. Otlamak. Mera. Yalamak. Bere.

Chew out : Fırça çekmek. Paylamak. Fırça atmak. Azarlamak.

Glance off : Sıyırıp geçmek.

Brushes synonyms : be worth, be worthy of, brush away, bears, sweep, grazed, whisking, chafed, attain, jostled, castigate, brush, come down on, scour, meet, came down on, brushing up, whisked, abrade, castigates, rake, scavenge, merited, scavenges, merits, brush down, device, bear, scrapes, kissed, creases, jostles, chafe.

Brushes zıt anlamlı kelimeler, Brushes kelime anlamı

Fauna : Hayvan topluluğu. Biyoloji, coğrafya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Hayvanat. Doğay. Bir bölgenin özgün kendine has hayvan yaşamı. Bir bölgede yaşayan çeşitli türde hayvanların tümü. Hayvanların yaşadığı bölge. Bölge hayvanlarının tümü. Fauna. Belirli bir coğrafi alanda bulunan hayvan türlerinin tümü.

Brushes antonyms : ungroomed.