Can simidi nedir, Can simidi ne demek

Can simidi hakkında bilgiler

Can simidi, denize düşen birine ilk yardımda bulunmak, su üstünde tutmak ve kurtarmak için atılan, çember biçiminde can kurtarma aracı.

Can simitleri, gemi seyir halinde iken veya iskelede bağlı iken ya da demirde beklerken, herhangi bir sebeple, denize adam düştüğü durumlarda kullanılmak içindir. Can simitleri yüzebilir katı maddelerden (mantar veya köpük) yapılmışlardır. Turuncu renklidirler ve gece görünebilmeleri için üzerlerine ışık yansıtıcı bantlar yapıştırılır.

Seyir halindeki bir gemiden düşen kişinin yerinin belli olması için, gece-gündüz durumuna göre ışıklı veya duman işaretli bir can simidini kullanmak gerekirken, duran bir gemiden (eğer akıntı yoksa) denize düşen kişiyi kurtarmak için ise, halatlı can simidi kullanılır. Bir can simidinin etrafında dört bölmeli can halatı bulunur. Bazı can halatlarına tutunma kolaylığı sağlamak için eşit aralıklı düğümler atılır.

Can simidi anlamı, tanımı:

Can simidi olmak : Birinin kötü durumda kalmasını engellemek.

Cankurtaran : Hasta veya yaralı taşımaya uygun hazırlanmış özel araç, ambulans. Havuz veya plajda yüzme bilmeyenleri uyaran ve tehlike anında onları kurtaran kimse.

Deniz : Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. Aydaki düzlükler. Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Geniş alan. Çokluk, yoğunluk.

 

Yardım : İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek. Bağış, iane. Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet. Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri. Etki.

Bulunmak : Bulma işine konu olmak. Bir yerde olmak. Herhangi bir durumda olmak.

Üstün : Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik.

Tutmak : Başlamak. Sarmak, bürümek. Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek. Hedef olarak almak. Bir şey düşünmek. Desteklemek, birinden yana çıkmak. İş görebilmek. Gereğini yapmak, yerine getirmek. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak. Yaklaştırmak. Kapatmak, sarmak. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak. Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak. Hizmetine almak veya kiralamak. Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak. Benimsemek, beğenmek. Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak. Asılmak, kuvvetlice sarılmak. Bağlamak. Yanında bulundurmak, alıkoymak. Kullanmak. Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek. İşgal etmek. Herhangi bir durumda bulundurmak. Kaplamak. Varsaymak, farz etmek. İzlemek. Sunmak. Biriktirmek, tasarruf etmek. Uygun gelmek, çelişmez olmak. Bir kimsenin yerini almak. Bir sanat eseri geniş ilgi görmek. Ele geçirmek, yakalamak. Alacağa veya vereceğe saymak. Uğramak. Bırakmamak. Sürmek, zaman almak. Ulaşmak, varmak. Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak. Denetimi ve yetkisi altına almak. Bir şeyi kullanması için uzatmak. Bir yerde kalmasını sağlamak. Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj. Beklenen sonucu vermek. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek. Avlamak. Elde bulundurmak, ele almak.

 

Kurtarmak : Bir şeyin değerini karşılamak. Kazandırmak, yeniden ele geçirmek. Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak. Uzaklaştırmak. Birinin cezalandırılmasına engel olmak. Bir şeye zarar gelmesini önlemek. Kurtulmasını sağlamak.

Cankurtaran simidi : Suda boğulma tehlikesine karşı kullanılan ve sudan hafif maddelerden, büyük simit veya yelek biçiminde yapılmış araç, can simidi.

Diğer dillerde Can simidi anlamı nedir?

İngilizce'de Can simidi ne demek? : life buoy