Concave türkçesi Concave nedir

  • İçbükey.
  • İçe bombeli.
  • Obruk.
  • İçbükey yüzey.
  • Iraksak.
  • Çukur.
  • Oyuk.
  • Konkav.
  • Konkav.

Concave ile ilgili cümleler

English: A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear.
Turkish: Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

Concave ingilizcede ne demek, Concave nerede nasıl kullanılır?

Concave bank : Bir büklümde yığınak kıyının karşısında, akarsuyun hız cizgisince yalanan ve aşınma yeri olan kıyı. bk. yığınak kıyı. Çarpak kıyı.

Concave brick : Çukur tuğla.

Concave downward : Aşağıya içbükey.

Concave function : İçbükey fonksiyon. Birinci türevi pozitif, ikinci türevi negatif olan ve iktisadi çözümlemelerde eniyilemenin sağlanabilmesinde gerekli koşul olduğu için sıklıkla kullanılan matematiksel bir fonksiyon türü. İç bükey fonksiyon. İçbükey işlev.

Concave grating : Çukur ağ. Konkav şebeke. Çukur bir yansıtıcı yüzey üzerine çizilmiş koşut çizgilerden oluşan ışık ağı. Konkav şebeke.

Concave polygon : İçbükey çokgen.

Concave roller : İçbükey silindir. İçbükey vals.

Concave set : İçbükey küme.

Concave shape : İçbükey şekil.

Concave polyhedron : İçbükey çokyüzlü.

İngilizce Concave Türkçe anlamı, Concave eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Concave ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Acetabular : Fincan şeklinde. Asetabular.

Planoconcave : Düz içbükey. Planokonkav. İçbükey yüzeyli.

Sinkholes : Depresyon. Çöküntü. Su toplanan alçak yer. Subatan. Ponor.

Canallers : Ark. Kanal. Yapay suyolu. İçinden sinir geçen yol. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. Suyolu. Ocak oluğu. İçinden sıvı geçen yol. İçinden damar geçen yol.

Cavern : Boşluk. Kayalık yamaçlardaki veya kaya diplerindeki kovuklar. Büyük mağara. Patolojik doku boşluğu. İn. Büyük ve derin mağara. Madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Mağara. Kavern.

Cleft : Cep. Yarık. Yarmak. Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri. Oluk. Uzay, veterinerlik alanlarında kullanılır. Irakgörürlerin içinde bulunduğu kubbenin gözlem için açılabilen parçası; bir alan üzerinde açılan şerit biçimindeki boşluk. Kleft. Herhangi bir organ veya oluşum üzerindeki uzunlamasına seyir gösteren açıklık, kleft.

Canal : İçinden sıvı geçen yol. Ark. İçinden sinir geçen yol. Suyolu. Arna. Kanal. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. Ocak oluğu. Yapay suyolu. İçinden damar geçen yol.

Swallow hole : Düden. Kireçtaşlarının içinde, yeryüzü sularının battığı silindir biçiminde kuyu.

Concavus : Konkavus.

Ponor : Kaçak kuyusu. Kireçtaşlarının içinde, yeryüzü sularının battığı silindir biçiminde kuyu. Su yutan. Düden.

Concave synonyms : cupulate, cuplike, bowl shaped, boat shaped, urn shaped, pouch shaped, cupular, saucer shaped, pouchlike, convex, dimple, canaller, coved, swallet, concavities, concav, caverning, concaves, katavothre, cotyloid, cotyloidal, divergent, saclike, cavity, cavities, umbilicate, concavity, alcoves, pothole, swallow, dent, deviational, doline.

 

Concave zıt anlamlı kelimeler, Concave kelime anlamı

Protrusive : Dışa çıkık. Fırlak. Dışarı çıkan. Protrusif. Pörtlek. Uzantılı. Çıkıntılı.

Convex : Kabarık. Tümsekli. Dışa bombeli. Açıklığı aşağı bakan. Tümsek. Dışbükey. Yakınsak. Konveks.

Concave ingilizce tanımı, definition of Concave

Concave kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A recess. As, a concave mirror. A hollow. The concave arch of the sky. Said of the interior of a curved surface or line, as of the curve of the of the inner surface of an eggshell, in opposition to convex. A cavity. An arched vault. Hollow and curved or rounded. To make hollow or concave. Vaulted.