Congest türkçesi Congest nedir

Congest ile ilgili cümleler

English: He used to suffer from severe nasal congestion.
Turkish: O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

English: Our delay was due to traffic congestion.
Turkish: Gecikmemiz trafik sıkışıklığı nedeniyleydi.

English: The roads here are congested.
Turkish: Buradaki yollar sıkışık.

English: We know how to get around traffic congestion.
Turkish: Trafik sıkışıklığını nasıl aşacağımızı biliyoruz.

Congest ingilizcede ne demek, Congest nerede nasıl kullanılır?

Congested : Konjesyone. Tıklım tıklım. Kan toplanmış. Kalabalık. Fazla dolu. Sıkışık. Tıkalı. Kan hücum etmiş. Tıkanık. Tıkanmış.

Congested area : Aşırı nüfuslu bölge.

Congested nose : Tıkalı burun.

Congested spectrum : Kalabalık spektrum. Tıkanık spektrum.

Congesting : Dolmak. Toplamak. Doldurmak. Tıkamak. Yığmak. Kalabalıklaşmak. Tıkanmak.

Congestive : Konjesyona ait, onunla belirgin, konjesyon oluşturan veya konjesyonla sonuçlanan. Tıkanıklığa neden olmaya yatkın olan. Konjestif.

Congestive cirrhosis : Konjestif siroz. Kronik pasif konjesyona bağlı olarak vena sentralisler çevresinde bağ doku artışı sonucu oluşan kronik, ilerleyici karaciğer hastalığı, kardiyak siroz, merkezi siroz.

 

Congests : Tıkamak. Dolmak. Kalabalıklaşmak. Yığmak. Tıkanmak. Doldurmak. Toplamak.

Congestive heart failure : Konjestif kalp yetmezliği. Damar konjesyonu ve hücreler arası bölgeyle vücut boşluklarında ödem sıvısının bulunmasıyla belirgin kalp yetmezliği. Kalp yetmezliği. Kalbin düzgün bir şekilde pompalamadığı ve akciğerlerde sıvı birikimine neden olduğu durum. Kalp yetersizliği. Chf (tıp veya medikal terimi). Konjestif kalp yetersizliği.

Congestions : Yoğunluk. Sıkışıklık. Kalabalık. Sıkışma. Birikme. İzdiham. Kan hücumu. Kan toplanması. Tıkanma. Kan birikmesi.

İngilizce Congest Türkçe anlamı, Congest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Congest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Agglomerating : Bir araya getirmek. Toplanmak.

Add up : Bir arada toplamak. Belli olmak. Bir anlamı olmak. Üst üste koymak. Anlamına gelmek. Tekabül etmek. Toplama yapmak. Toplamını bulmak. Akla yatkın olmak.

Bank up : Kümeleşmek. Yığınlaşmak. Set çekmek.

Choke up : Heyecandan konuşamamak. Nutku tutulmak. (pislik) tıkamak. Tıka basa doldurmak. Tıkanıp kalmak.

Be stopped : Durdurulmak.

A clay : Beyaz kil. Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin.

Aggregate : Birleştirmek. Etmek (toplamı). Bilgisayar, kimya alanlarında kullanılır. Kümeleşmek. Bir araya getirmek. Toplam. Bütün. Yığışım. Bir araya toplamak.

 

Adding up : Toplamını bulmak. Akla yatkın olmak. Üst üste koymak. Toplama yapmak. Bir arada toplamak. Tekabül etmek. Anlamına gelmek. Belli olmak. Bir anlamı olmak.

Bank : Banka. İşlevlerine göre merkez bankası, kalkınma ve yatırım bankası ve ticari banka; sermaye yapısına göre ise kamu bankası, özel banka ve yabancı banka biçiminde sınıflandırılan ve yasa veya izinle kurulabilen finansal aracı kurum. Uçağın bir yana yatması. Sığdip. Tuş arası (müzik terimi). Kıyı. Bilgisayar, coğrafya, iktisat, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır. Kümelenmek. Para sürmek.

Abdominal palpation : Avuç içi, parmak veya yumrukla çok hafif basınç uygulayarak karın bölgesindeki değişikliklerin niteliğini anlamak için yapılan muayene, abdominal palpasyon. Karın bölgesinin elle muayenesi. Abdominal palpasyon.

Congest synonyms : crap up, jam, abdominal ovariectomy, completes, amassing, block, cover in, cast up, congests, bung up, silt, flock, collapse, crowds, blocks, block up, brims, conglomerate, a amplitude mod, bunged, clogs, draw up, calk, accumulating, abdominal distention, abaxial, abamectin, abdominal fat necrosis, abdominal pain, clump, conglomerated, be over, encumber.

Congest zıt anlamlı kelimeler, Congest kelime anlamı

Unclog : Bir blokajı açmak. Açmak (tıkanık bir şeyi). Tıkanıklığı açmak (boru vb). Tıkanmış boruyu açmak. Bir engeli ortadan kaldırmak (tıkama, kapama, durdurma, vb.).

Free : Rahatlatmak. Beleş. Asalak olmayan, beslenme yönünden bağımsız, kendibeslek olan. Erkin. Ücretsiz. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Serbest bırakmak. Serbestçe. Bağımsız. Serbest.

Congest antonyms : unstuff.

Congest ingilizce tanımı, definition of Congest

Congest kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To bring together. To accumulate. To collect or gather into a mass or aggregate.