Dadayı nedir, Dadayı ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

El değirmeninde çekilmiş buğday unundan yapılmış ekmek.

Dadayı tanımı, anlamı

Dada : Büyük kardeş, ağabey. Bebek, bir aylıktan iki yaşına kadar olan çocuk. Hala. Teyze. Yaşlı kadınlara saygı hitabı olarak kullanılır. Delikanlılara hitap olarak kullanılır. [Bakınız: dadal]. Dilsiz. [Bakınız: dadak]. Küçük çocuklara verilen ufak tefek hediyeler. Birini oyalamak, kandırmak için söylenen tatlı söz, gösterilen iyilik, verilen yiyecek: Bu söze inanmam ağzıma dada çalıyor. Yemek. Küçük çocuklara verilen tatlı yiyecekler, tatlı. Çocuk maması. Ahmak, saf, bön, şaşkın, sersem. Bebek, küçük çocuk. Balıkesir kenti, Kireç bucağına bağlı bir yerleşim yeri

Daday : Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.

El değirmeni : El gücüyle çalıştırılan ve kahve, baharat vb.ni öğütmeye yarayan bir tür küçük değirmen.

Buğday unu : Yabancı maddelerinden temizlenmiş ve tavlanmış buğdayların tekniğine uygun olarak öğütülmesiyle elde edilen bir ürün.

Değirmen : İçinde öğütme işi yapılmış olan yer. Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet.

Değirme : Değirmek işi.

Buğday : Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum). Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi.

Buğda : Buğday. Eski türkçe buğday: bk. ayrıca kıriyh.

 

Ekmek : Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılmış olan yiyecek, nan, nanıaziz. Serpmek. Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek. İnsanı geçindirecek iş, kazanç. Yemek, aş. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak. Yarışta geçmek. Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak. Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek. Toprağı ekip biçmek için kullanmak.

Unun : Onun. Onun (III. teklik şahıs zamiri ilgi hâli).

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

Ekme : Ekmek işi.

Çeki : Tartı. Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi. Kadınların başlarına bağladıkları örtü. Üzüntü, sıkıntı.

El : Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü. Ülke, yurt, il. Kez, defa. Halk, ahali. İskambil oyunlarında her bir tur. Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü. Yakınların dışında kalan kimse, yabancı. Oba, aşiret. Sahiplik, mülkiyet. İskambil oyunlarında oynama sırası.

Diğer dillerde Dachshundköpeği anlamı nedir?

İngilizce'de Dachshundköpeği ne demek ? : dachshund dog