Distinct türkçesi Distinct nedir

Distinct ile ilgili cümleler

English: Height is a distinct advantage in basketball.
Turkish: Uzun boy, basketbolda bariz bir avantajdır.

English: Horses are distinct from donkeys.
Turkish: Atlar, eşeklerden farklıdır.

English: Mice are distinct from rats.
Turkish: Fareler sıçanlardan farklıdır.

English: Cancer is not one but more than one hundred distinct diseases.
Turkish: Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.

English: Jale had noted a distinct change in Tom’s behavior and work habits.
Turkish: Jale, Tom'un davranış ve iş alışkanlıklarındaki belirgin değişimi farketmişti.

Distinct ingilizcede ne demek, Distinct nerede nasıl kullanılır?

Distinct from : -den ayrı.

As distinct from : Farklı olarak. Farklı bir şekilde.

Become distinct : Farklılaşmak.

Clear and distinct : Açık ve seçik.

Distincter : Daha bariz.

Distinctive property : Ayırt edici özellik.

Distinction : Rütbe. Ayırtım. Ayırma. Ayırım. Paye. Ayrı tutma. Nişan. Ayrım. Ün. Şöhret.

Distinctive feature : Ayırıcı özellik. Nitelik bakımından bir dilbilimi birimini ötekinden, dilin bir ögesini öteki ögesinden ayırt eden belirgin özellik: a ünlüsü ile o ünlüsü arasındaki ayırt edici özellik, her ikisinin de kalın ve geniş ünlü olmasına rağmen, a’nın düz, o’nun yuvarlak ünlü; d ile t ünsüzleri arasındaki ayırt edici özellik, her ikisinin de diş sesi olmasına rağmen, d’nin tonlu diş sesi; t’nin tonsuz diş sesi; b ile v arasındaki ayırt edici özellik ise, b’nin patlayıcı çiftdudak, v’nin sızıcı dişdudak sesleri oluşundadır. Ayırt edici özellik.

 

Distinction without a difference : Ayrımsız farklılık.

Distinctive : Ayrıcı. Karakteristik. Kendine özgü. Özgün. Diğerlerinden ayrı. Belirgin. Ayıran. Özel. Farklı. Ayırt edici.

İngilizce Distinct Türkçe anlamı, Distinct eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Distinct ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

As plain as a pikestaff : Gün gibi aşikar. Besbelli. Açık seçik. Gün gibi ortada. Apaçık.

Clear cut : Açık biçimde tanımlanmış. Kolay anlaşılır. Biçimli. Düzgün. Kesin. Keskin hatlı. Açık ve net.

Assuredly : Elbette. Mutlaka. Kesinlikle.

Certainties : Belirli olma. Emniyet. Belirlilik. Katiyet. Kuşkusuzluk. Kesinlik. Açıklık. Kesin olan şey.

Clearly : Açık bir biçimde. Düpedüz. Açıklıkla. Açık seçik. Apaçık. Anlaşılır biçimde. Kesinlikle. Açıkça. Açık açık.

Sovereign : Egemen güç. Padişah gibi taht sahibi devlet başkanı. Yüce. Hükümdar. Han. Egemen. Taht sahibi devlet başkanı. Mutlak. Birebir (ilaç). Bağımsız ülke.

Else : Daha. Ayrıca. Başkaca. Başka zaman. Başka türlü. Aksi halde. Yahut. Aksi takdirde. Yoksa.

Apart from : Sarfınazar edilirse. -i bir kenara bırakırsak. -den ayrı. -den başka. Dışında. Haricinde. Bir yöne bırakma, üzerinde durmama, sayışmama. -den gayrı.

 

Free : Ücretsiz. Beleş. Parasız. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Erkin. Asalak olmayan, beslenme yönünden bağımsız, kendibeslek olan. Hiçbir biçimde herhangi bir koşula bağlı olmayan, özgür olan. Serbest. Muaf. Özgür.

Barring : Dışında. ...olmazsa. Hariç. Telli çalgıların klavyesinde bir parmakla birden fazla tele basılması. Gitar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Olmazsa. Önemli bir filmin, birinci sınıf bir ya da birkaç sinemada ilk olarak oynatılması; böylelikle bir sinemaya ya da sinema topluluğuna, iyi filmlerin işletilmesi için geçici bir tekel sağlanması, aynı süre içinde komşu sinemaların ve izleyicilerin bu filmden yoksun kalması biçiminde uygulanan yöntem. Haricinde. Öncelik (oynatımı).

Distinct synonyms : elses, and no mistake, glaring, damn well, chiseled, alternative, conspicuous, ay aye, disjuncts, absolutes, above board, crossbench, any more, well defined, precise, free standing, blanker, evidentiary, but, another, distinguishable, discrete, evident, kenspeckle, freest, clearest, gross, crystalline, aside, explicits, grosser, a far cry, aperture.

Distinct zıt anlamlı kelimeler, Distinct kelime anlamı

Same : Aynı. Farksız. Tıpkı. Benzer. Aynı şekilde. Sataktaki istem ve eğilime uygun bir düzeyde malın değişim ve akışımını sağlama. Eşit. Aynısı. Tıpkısı.

Unclear : Karışık. Zor anlaşılır. Bulanık. Belirsiz. Açık olmayan.

Indistinct : Belirli belirsiz. İyice görülmeyen. Belli belirsiz. Bulanık. Muğlak. Belirsiz. Ayırt edilemez. Silik. Müphem. Hayal meyal.

Distinct antonyms : imprecise, indefinite.

Distinct ingilizce tanımı, definition of Distinct

Distinct kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Distinguished. Marked out. Specified. Having the difference marked. Separated by a visible sign. To distinguish.