Doline türkçesi Doline nedir

  • Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde, kimyasal aşınma ile ya da yeraltı inlerinin çökmesiyle oluşan çanak biçiminde basıklıklar ya da dik kenarlı çukurlar. (tava, koyak, kokurdan, düden, obruç olarak da adlandırılır.).
  • Dolin.
  • Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Eriyebilen kayaçların, özellikle kireçtaşlarının yaygın olduğu bölgelerde görülen, değişik çap ve derinlikte, çok kez çember biçiminde kapalı çukur.
  • Büyük boyutlu karst yapısı.
  • Düden.
  • Obruk.

Doline ingilizcede ne demek, Doline nerede nasıl kullanılır?

Bandoline : Ayva tohumları ve diğer bileşenlerle yapılan ve 19 ve 20'nci yüzyıllarda berberler tarafından saça şekil vermek ve saçın parlak görünmesini sağlamak için kullanılmış olan parfümlü yapışkan bir madde. Briyantin.

Dolin lakes : Dolin gölleri. Polyeden daha küçük çukurlarda suların toplanmasıyla oluşan göller.

Doling : Amaçsızca dolaşma.

Bardolino : İtalya'nın veneto bölgesindeki bardolino köyünden gelen kırmızı italyan şarabı.

Condoling : Avutmak. Taziyelerini sunmak. Acısını paylaşmak. Acıya katılmak. Teselli etmek. Baş sağlığı dilemek. Taziyede bulunmak. Başsağlığı dilemek.

Dolichocephale : Dolikosefale. Başın önden arkaya en uzun çapı.

Metal mandolin : Cümbüş.

 

Dolichocephalic : Dolikesefal. Kafa indeksi 75'in altında olan. uzun başlı. Uzunkafalı. Dolikosefal. Uzun kafalı.

Mandolins : Mandolin.

Mandolin : Mandolin.

İngilizce Doline Türkçe anlamı, Doline eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Doline ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sinkhole : Su toplanan alçak yer. Çöküntü. Ponor. Depresyon. Subatan.

Force : Bilgisayar, fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Mecbur etmek. Zorlama. Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik. Çabuklaştırmak. Serada yetiştirmek. Kuvvet. Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (sı birimi newton'dur). Turfanda yetiştirmek. Yükseltmek (fiyat).

Europol : Avrupa polis güçleri arasındaki etkinliği ve işbirliğini artırma amacı olan avrupa birliği polis örgütü. Avrupa polis ofisi. Avrupa polis teşkilatı.

Police officer : Temizlik subayı. Sakçı memuru. Polis memuru. Polis. Zabıta memuru.

Concaves : İçbükey yüzey. Oyuk. Iraksak. İçbükey. Konkav. Konkav. İçe bombeli. Çukur.

Secret police : Gizli birim. Dedektif birimi. Gizli polis teşkilatı. Gizli polis.

Swallow : Boğaz. Zaptetmek. Kırlangıç. Çatal kuyruk. Kuyruklu kelebek. Yutkunmak. Ezberlemek. Biyoloji, coğrafya alanlarında kullanılır. Frak. Kırlangıç kuyruğu.

Policeman : Zaptiye. Polis (memuru). Zabıta memuru. Polis memuru. Asker karınca. Polis. Sakçı memuru.

Constabulary : Polis teşkilatı. Zabıta. Polis örgütü. Jandarma. Polisin yetki alanı. Sakçı örgütü.

Rcmp : Kanada kraliyet dağ polisi. Kanada sınırları içerisinde faaliyet gösteren kanada federal polis gücü.

 

Doline synonyms : mutawa, european law enforcement organisation, new scotland yard, posse comitatus, royal canadian mounted police, schutzstaffel, isotonic solution, mutawa'een, isosmotic solution, concave, ss, swallowhole, gendarmerie, scotland yard, personnel, swallet, police force, sink, pothole, swallow hole, gendarmery, katavothre, sinkholes, mounties, potholes, officer, ponor, law enforcement agency, saline solution, posse, karst pit, law.

Doline zıt anlamlı kelimeler, Doline kelime anlamı

Fresh water : Tatlısu. Yumuşak su. Kaynak suyu. Temiz su. Tatlı su. Taze su.

Unfinished : Bitmemiş. İşlenmemiş. Kaba. Yarım. Yarım kalmış. Bitirilmemiş. Noksan. Tamamlanmamış. Terbiye edilmemiş. Cilasız.