Duyum nedir, Duyum ne demek

"Duyum" ile ilgili cümle

  • "Bu haberi duyumlarınıza dayanarak mı söylüyorsunuz?"

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Bir kimsenin, yalınç bir uyaranın sinir hücrelerinde oluşturduğu itmeyi duyması.

Bir duyusal sinirle beyne ulaşan uyaran.

Felsefi anlamı:

Bir duyu organının uyarılmasıyle oluşan psiko-fizyolojik olay (ışık duyumu, gürültü duyumu ve benzeri). Felsefe ve ruhbilimde: a. Duyumlama edimi. b. Algıları oluşturan, doğrudan doğruya verilmiş gereç. c. Yapma çözümlemelerle elde edilen ya da araştırılan, algının en yalın kurucu parçaları ; bu kurucu parçalara en yalın belirli uyarımlar karşılıktır. Dirimbilimsel fizyolojik olarak: Bir canlının bir anlık bir devinim ya da organ durumunun bir özeğe bildirilmesi.

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: duyu]

Sosyoloji'deki anlamı:

Nesnel çevrenin insanın duyu örgenleri üzerindeki etkisinin yalın sonucu.

Bilimsel terim anlamı:

Duyu örgenlerimiz yoluyla beden alanı ya da dış çevreden toplanan uyarıcı.

İngilizce'de Duyum ne demek? Duyum ingilizcesi nedir?:

sensation, sense

Fransızca'da Duyum ne demek?:

perception, sensation, esthésie

Duyum hakkında bilgiler

 

Duyularla araçsız olarak gerçekleştirilmiş bilinç olgusu... İzlenim'le algı arasında bulunan bir bilinç olgusudur, her ikisiyle de karıştırırmamalıdır. İzlenim duyumdan önce algı duyumdan sonra gerçekleşir. Duygu teriminden de titizlikle ayrırmalıdır; duygu bir tasarım, duyum bir etkinin sonucudur. Örneğin sevinç bir duygu, açlıksa bir duyumdur. Bu bakımdan, şiirsel tasarımlar dışında, duygunun insan bedeninde bir yeri yoktur ama duyumun belli bir yeri vardır; insanın karnı acıkır ama sevinen belli bir yeri değildir.

Duyu konusuyla ilgili terimler; Duyu Organı Alıcılar Duyusal Sistem Duyum Duyumsama

Duyum ile ilgili Cümleler

  • O anda gerçeklik duyumu yitirdim.
  • İyi koklayamıyorum. Koku alma duyumu yitirdim.
  • Bir haftadır ondan duyum almadım.
  • Çok iyi bir görme duyum var.
  • Yön duyumuz her zaman güvenilir değil gibi görünüyor.
  • Kar fırtınasında yön duyumu kaybettim.
  • Benim koku alma duyum zayıflıyor.

Duyum anlamı, tanımı:

İzlenim : Uyaranların, duyu organları ve ilişkili sinirler üzerindeki etkileri veya belirli bir durumun kişi üzerindeki çözümlenmemiş bütün etkisi, intiba. Bir durum veya olayın duyular yolu ile insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj.

Duyum almak : Bir konu hakkında haber almak, bilgi edinmek.

Duyum eşiği : Bir uyarımın, duyulabileceği en aşağı derecesi.

Duyum ikiliği : Bir duyunun başka nitelikte bir duyum uyandırması, bir sesin aynı zamanda bir renk duygusu vermesi, sinestezi.

Duyumölçer : Derinin duyarlığını ölçmeye yarayan alet.

Uza duyum : Telepati.

Basınç duyumu : Deri yüzeyine kas veya eklem bölgelerine uygulanan bir gücün yarattığı duyu.

Devin duyumu : Devinmekten ve özellikle kasların kasılmasından canlının edindiği duyum, kinestezi.

 

Kassıl duyumlar : Kasların iradeli kasılmasıyla ortaya çıkan hareketlerin düzenlenmesine yardım eden duyumlar.

Duyumculuk : Her bilginin temelinde duyumların bulunduğu ileri sürülen öğretilerin genel adı, sansüalizm.

Duyumlu : Duyumu olan.

Duyumsal : Duyu organları ile ilgili. Duyuma ait, duyumla ilgili.

Duyumsama : Duyumsamak durumu.

Duyumsamak : Duyular aracılığıyla bir şeyi algılamak.

Duyumsamazlık : Düzgülü olarak türlü durumların harekete getirdiği ilgi ve duygulardan yoksun olma durumu. Duygusuzluk az ve yavaş tepki gösteren, bunun sonucu duygulandırıcı sebeplere karşı ilgisiz kalan insanın niteliği.

Duyumsatmak : Duyumsamasına sebep olmak.

Duyumsuz : Duyumu olmayan.

Duyumsuzluk : Duyumsuz olma durumu.

Doğrulu : Bir doğru boyunca olan, müstakim.

Bilinmeyen : Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul.

Haber : Yüklem. Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık. Bilgi. İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi.

İstihbarat : Yeni öğrenilen bilgiler, haberler, duyumlar. Bilgi toplama, haber alma.

Kişi : Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Erkek. Eş, koca.

İhsas : Duyum. Üstü kapalı anlatma, sezdirme, ima.

Araç : Taşıt. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne.

Duyu : İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum.

Duyum alanı : Beyin kabuğunda, duyu örgenlerinin iletici sinirlerinin sona erdiği bölge.

Duyum boyutu : Nitelik açısından, öteki duyumlardan çok birbirine benzeyen duyum verilerinin tümü.

Duyum gecikmesi : Uyaranın, başladığı ve bittiği kısa süre içinde algılanamaması durumu.

Duyum ruhbilimi : Uyaranların fiziksel özellikleriyle uyardıkları tepkilerin fiziksel özellikleri arasındaki ilişkiyi nicelik açısından inceleyen ruhbilim dalı.

Duyum verisi : Bir duyu örgeni uyarıldığında elde edilen, çözümlenemeyen, yorumlanamayan temel ruhbilim birimi.

Duyum yitimi : Anestezi. Duyu sinirlerinin ya da beyindeki duyu merkezlerinin herhangi bir nedenle duyum alamaması. İlâçlar, sinir bozuklukları ya da görevsel düzensizlikler nedeniyle uyaranlara karşı duyarlığın tüm ya da bölgesel olarak yitirilmesi durumu.

Duyumcu : Duyumculuk yanlısı.

Duyumcul :

Duyumsal ayırım : Duyum verileri ya da uyaranlar arasındaki ayrılıklara tepki yapabilme.

Duyumsatma : Duyumsatmak işi.

Diğer dillerde Duyum anlamı nedir?

İngilizce'de Duyum ne demek? : n. sensation

Fransızca'da Duyum : sensation [la], ouï-dire [le]

Almanca'da Duyum : n. Impression

Rusça'da Duyum : n. ощущение (N), чувство (N)