Enflasyon nedir, Enflasyon ne demek

Enflasyon; bir ekonomi terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

"Enflasyon" ile ilgili cümle

  • "Hasılı orada da bizdeki gibi bir armağan enflasyonu var." - H. Taner
  • "Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor." - H. Taner

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış.

İngilizce'de Enflasyon ne demek? Enflasyon ingilizcesi nedir?:

inflation

Enflasyon hakkında bilgiler

Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden bir durumdur. Diğer bir tanımı nominal millî gelirin, bu gelirle satın alınan mal miktarına (gerçek millî gelire) nazaran artması yani şişmesi demektir. Deflasyonun tersidir.

Enflasyon ile ilgili Cümleler

  • Bastıkları paralar yüzünden enflasyon yükseldi.
  • Basılan paralar yüzünden enflasyon yükseldi.
  • Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
  • Daha fazla enflasyona ihtiyacımız var mı?
  • Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
  • Enflasyon sorunu partiyi böldü.
  • Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
  • Daha yüksek gaz fiyatları enflasyona neden oluyor.
  • Onun aylığı enflasyona ayak uyduramıyor.
  • Enflasyon oranı düşüyor.
  • Enflasyon düştü.
  • Enflasyondan sonra geçen yılın gelir artışı % 5 idi.
  • Enflasyon kontrol altına alındı​​.
  • Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
 

Enflasyon anlamı, kısaca tanımı:

Artış : Artma işi, artım.

Enflasyon canavarı : Yüksek oranda gerçekleşen enflasyon.

Enflasyonist : Enflasyonla ilgili, enflasyona dayanan, enflasyona bağlı.

Para : Kazanç. Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit. Kuruşun kırkta biri.

Şişkin : Şişmiş, şişirilmiş.

Şişkinlik : Enflasyon. Kabarıklık, şişlik. Bağırsaklarda gaz birikmesi sonucu karında oluşan şişme ve gerginlik. Şişkin olma durumu.

Pahalılık : Bir şeyin fiyatının yüksek olması durumu veya pahalı olma durumu. Fiyatların genel olarak yükselmesi, fiyat artışı.

Fiyat : Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı. Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki.

Genel : Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi.

Düzey : Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye. Bir kursun basamaklarından her biri, kur.

Para şişkinliği : Dolanımdaki para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesinden ortaya çıkan ve fiyatların toplam yükselişi, paranın değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik parasal süreç, enflasyon.

 

Fazla : Gereksiz, yersiz bir biçimde. Artmış olan, ihtiyaçtan fazla olan. Daha çok, aşkın. Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade. Gereğinden, alışılmıştan çok olarak.

Enflasyon döngüsü : Politika yapıcılarının enflasyon oranını yüksek tahmin etmesi yüzünden uyguladıkları daraltıcı politikaların üretim üzerinde daha da olumsuz etkilerinin ortaya çıkması.

Enflasyon eşiği : Merkez bankasınca yürütülen para politikasında dönüşümün ya da değişimin gündeme geldiği enflasyon oranı.

Enflasyon geri besleme süreci : Fiyatlar genel düzeyindeki artışın iktisadi karar birimlerinin beklentilerini değiştirmesiyle enflasyonda artış eğiliminin ortaya çıktığı çevrim.

Enflasyon istemi : Enflasyondan potansiyel kazanç sağlayacak olan grupların iktisat politikası uygulayıcılarına enflasyonist politikalar izlenmesi yönünde baskı yapması. krş. enflasyon lobisi

Enflasyon katılığı : Enflasyonu düşürmeye yönelik uygulanan politikalara karşın, iktisadi karar birimlerinin geçmiş dönem enflasyon beklentilerini sürdürmeleri nedeniyle, genel ve/veya kesimsel enflasyon oranının düşmeye direnç göstermesi, dolayısıyla yapışkan hale gelmesi. krş. fiyat katılığı

Enflasyon lobisi : Enflasyon isteminde bulunan grup. krş. enflasyon istemi

Enflasyon muhasebesi : Enflasyonun finansal hesaplar üzerindeki etkilerinin yeniden değerleme yöntemiyle giderilmesine ilişkin muhasebe tekniği.

Enflasyon riski : Beklenen ve gerçekleşen enflasyon arasında ortaya çıkan farkın iktisadi karar birimlerinin satınalma güçlerini ve gönençlerini etkileme olasılığı.

Enflasyon sarmalı : Fiyatlar genel düzeyinin bir kez yükselmeye başlamasıyla çeşitli gelir gruplarının yarattığı gelir çekişmesi nedeniyle maliyetlerin artması; maliyet artışları sonucunda da fiyatlar genel düzeyinin daha da yükselmesi biçiminde ortaya çıkan ve iktisadi karar birimlerinin beklentilerinin de değişmesiyle birlikte kendi kendini büyüterek gelişen enflasyon süreci. krş. ücret fiyat sarmalı

Enflasyon sübvansiyonu : Nominal faiz oranlarının enflasyon oranı kadar yükselmemesi sonucu, reel faiz oranlarının düşmesiyle, borç verenlerden borç alanlara doğru gerçekleşen irade dışı gönenç aktarımı.

Diğer dillerde Enflasyon anlamı nedir?

İngilizce'de Enflasyon ne demek? : adj. inflationary

n. inflation

Fransızca'da Enflasyon : inflation [la]

Almanca'da Enflasyon : n. Inflation

Rusça'da Enflasyon : n. инфляция (F)

adj. инфляционный