Eq türkçesi Eq nedir

  • İkame.
  • Fo.
  • Denklem.
  • Karşılığı olan.
  • Değer veya miktar olarak eşit.
  • Eşit önemde.

Eq ile ilgili cümleler

English: A legal kiss will never equal a stolen one.
Turkish: Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.

English: A dollar is equal to a hundred cents.
Turkish: Bir dolar yüz sente eşittir.

English: "A is equivalent to B" has the same meaning as "A is true if and only if B is true".
Turkish: "A, B'ye eşittir" önermesi, "Eğer ve yalnızca eğer B doğruysa A doğrudur" ile aynı anlama gelmektedir.

English: A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes.
Turkish: Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir.

English: A yard is equal to three feet.
Turkish: Bir yarda üç fite eşittir.

Eq ingilizcede ne demek, Eq nerede nasıl kullanılır?

Eq instructions : Denklem yönergeleri. Eq yönergeler.

Eqivalence : Bir ilacın diğeri ile belirli standartlar açısından karşılaştırılması sonucunda, eşit olması durumu. Eşdeğerlik.

Equability : Dengelilik. Yumuşaklık. Ilımlılık. Düzgünlük. Değişmezlik. Ilımanlık.

Equable : Soğukkanlı. Kolayca kızmayan. Ilımlı. Düzgün. Rahat. Ilıman. Değişmez. Muvazeneli. Dengeli. Sakin.

Equableness : Ilımlı olma durumu. Değişmezlik. Dengelilik.

Equal access right : Eşit kabul hakkı. Uluslararası para fonu’nun mali kaynaklarını bütün üye ülkelere aynı koşullarda kullandırması.

 

Equably : Sakince. Sakinlikle yumuşaklıkla. Eşit olarak. Düzenli bir şekilde. Tekdüze. Ilımlı olarak. Ilımlılıkla. Tatlılıkla. Değişmeyen bir tarzda. Dengeli bir halde.

Equal chance : Yansız bir seçme işlemine dayanan bir örneklemede evreni oluşturan her birimin örneğe girmek bakımından taşıdığı eşit seçilme olasılığı. Eşit kazanı.

Equal : Eş. Egale etmek. Emsali olmak. Denk. Eşit olmak. Karşılık gelmek. Akran. Eşit. Bir olmak. -e eşit olmak.

Equal appearing interval scale : Bk. thurstone eşit görünen aralık ölçeği. Eşit görünen aralık ölçeği.

İngilizce Eq Türkçe anlamı, Eq eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Eq ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Equivalent : Eşit. Karşılık. Tekabül. Karşılığı. Değerleri ya da işlevleri özdeş olan niceliklerin özelliği. Bedel. Bir gram hidrojenin yerini alabilecek ya da onunla birleşebilecek öğenin gram olarak ağırlığı. Eşdeğer ağırlık. Muadil. Eşdeğer.

Substitutional : Vekalet kabilinden. Yedek. Vekaleten. Bedel. Yer değişimli. Ornatımsal. Yerine geçmeli. Yeralan.

Stationing : Görevlendirmek. Tayin etmek. Yerleştirmek. Atamak.

Substitution : Yerini alma. Ornatım. Genellikle organik bir moleküldeki bir atom ya da atom kümesinin bir başka atomla yer değiştirmesi. mn + 2x = mx + mn tepkimesindeki gibi yükseltgenen, indirgenen bir öğe ya da kökün yerinden uzaklaştırılan öğeyle birleşmesi. Substitüsyon. Özdeciğin bir öğeciği, bir topağı yerine başka bir türünü koyma işlemi. Yerine çalıştırma (geçici bir süre için). Yerdeşim. Ornatma. Naiplik. Yerine koyma, ikame.

 

Equations : Eşitlik. Denklemler. Eşitlikler. Denge.

Equivalent weight : Eşdeğer ağırlık.

Fallback : Kredi pozisyonunu azaltma. Dönüşen şey. Geri çekilme olayı. Acil bir durumda cpu'yu destekleyen ve kaybolan verileri kurtaran sistem (bilgisayar). Yedek. Alternatif. Değişen şey. Geri çekilme. Gerileme olayı.

Atomic weight : Fizik, nükleer enerji alanlarında kullanılır. Öğeciksel ağırlık. Atom ağırlığı. Bir öğeciğin ağırlığının, c(...) ninkini tam 12,0000 sayarak bulunan bağıl değeri. Atomal ağırlık. Oksijen kütlesinin 1/16'sına eşdeğer olan kütle (p). Atomik ağırlık.

Alternativeness : Olasılık. Alternatiflik.

Atomic mass : Bir ılın öğeciğin öğeciksel kütle birimine (l,66xlo-(...)gr.) göre hesaplanan kütlesi. söz konusu kütle birimi, o(...)yerdeşinin öğeciksel kütlesinin on altıda biridir. Atom kütlesi. Öğeciksel kütle. Atomik kütle. Nötr atomun kütlesi.

Eq synonyms : formula, relative atomic mass, substitutions, equation, combining weight, fallbacks.