Gıcır nedir, Gıcır ne demek

Gıcır; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de argo, sıfat olarak kullanılır.

Yerel Türkçe anlamı:

Bir çeşit salatalık, acur.

Yün şalvar.

îstek, heves: Kocadım gıcırım söndü.

1.bk. gıncırak. 2.bk. gıcırga.

Tahterevalli ya da tahterevalliye benzeyen bir oyun aracı.

Renkli mısır koçanı.

Loğ taşını çekmek için ortasından takılan demir ya da ağaç araç, kol.

Öç.

Uzun çorap lastiği.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Çorap lastiği. (İnköy -Kütahya)

Gıcır anlamı, tanımı:

Gıcır gıcır : Tertemiz, yepyeni, pırıl pırıl. Gıcırtı.

Gıcırı bükme : Zoraki. Yersiz, anlamsız. Zorla ve çabucak. Hemen yetiştirilen, iletilen.

Boylu gıcır : Gövdesi odunsu, yaprakları üç köşeli, beyaz, sarımsı yeşil çiçekleri olan, üzümsü meyvesi kırmızı renkli, boyu 20 metre kadar olabilen, tırmanıcı çalı görünüşünde bir bitki (Smilax excelca).

Gıcır gıcır etmek : "gıcırtı" sesi çıkarmak. tertemiz duruma getirmek.

Gıcırdama : Gıcırdamak işi.

Gıcırdamak : Gıcırtı çıkarmak.

Gıcırdatmak : Gıcırtı çıkarmasına yol açmak.

Gıcırdayış : Gıcırdama işi.

Gıcırtı : Sert nesnelerin birbirine sürtünmesi sonucu çıkan sesin adı, gıcır gıcır. İleri geri söylenme, tepki gösterme, protesto.

 

Gıcırtılı : Gıcırtısı olan.

Sakız : Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet. Sakız ağacı. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir tür koyun. Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine.

Kıvam : Sıvıların koyuluk derecesi. Sıvılarda koyuluk, yoğunluk. Spor çalışmalarında başarılı olunabilmesi için fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. Bir şeyin en uygun zaman veya durumu.

Arttırmak : Yükseltmek. Artırma işi yapılmak.

Kauçuk : Amerika, Asya ve Afrika'nın çeşitli ağaçlarından, özellikle lastik ağacından veya bazı petrol artıklarının birleşiminden elde edilen, dayanıklı ve esnek madde. Bu maddeden yapılmış. Gövdesi odunsu, öz suyu yapışkan, süt kıvamında, yaprakları oval biçimli, parlak ve kalın, sıcak ülke bitkisi, lastik ağacı, kauçuk (Ficus elastica).

Cins : Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu. Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan. Soy, kök, asıl. Tür, çeşit. Garip, tuhaf.

Madde : Para, mal vb. ile ilgili şey. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Duyularla algılanabilen nesne. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Bir cismi oluşturan öge, öz. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Molekül.

 

Yeni : En son edinilen. Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan. İşe henüz başlamış. Eskisinin yerine gelen. Biraz önce, çok zaman geçmeden. Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan. Tanınmayan, bilinmeyen. Daha öncekilerden farklı olan.

Gıcır bükme : Bir şeyi çabucak yok etme, ortadan kaldırma. Bir işi uğraşarak zorla yapma.

Gıcır oyunu : Mısırı kapcığından ayırırken işçiler tarafından oynanan bir çeşit oyundur. Belirli mısır sayısını ilkin tamamlayan oyunu kazanır ve rakibinin yüzünü karalar.

Gıcıra : Yün şalvar

Gıcırak : Şekerkamışı mengenesi.

Gıcıramah : Kaymak: Dereden geçerken bayırdan aşağı gıcıradım.

Gıcıran : Yün şalvar

Gıcırancık : Tahterevalli ya da tahterevalliye benzeyen bir oyun aracı.

Gıcırdak : Tahterevalli ya da tahterevalliye benzeyen bir oyun aracı. [gıncırak, gancırdak] : Çocukların uç kısımlarına asılarak döndükleri, yere çakılan bir kazık üzerine oturtulmuş sırıktan yapılmış oyun aracı. (Saçıkaralı ve Sarıkeçili aşiretleri -Adana) Salıncak. (Erenköy -Eskişehir) Tahterevalli. (*Tavşanlı -Kütahya) [gıncırak] : (*Senirkent -Isparta) [gıncırdak] : (Karaköy -Bilecik)

Gıcırdaklı kağnı : Tekerleri, üzerine kömür ve yağ sürülmüş dingili ile birlikte dönen kağnı. (Gençali *Senirkent -Isparta)

Gıcırdaklı olmak : Lafı, sözü dinlenir olmak.

Gıcır ile ilgili Cümleler

  • Yeni ayakkabılarım gıcırdıyor.
  • Yatak gene gıcırdadı.
  • Araba gıcırdıyor.
  • Zemin gıcırdadı.
  • Kapının gıcırdaması sinirimi bozuyor.
  • Yatak gıcırdadı.
  • Kapı menteşesinin gıcırtısı sinir bozucu!

Diğer dillerde Gıcır anlamı nedir?

İngilizce'de Gıcır ne demek? : brand-new, new

Rusça'da Gıcır : n. скрип (M), скрежет (M)