Go aboard türkçesi Go aboard nedir

  • Tekneye binmek.
  • Gemiye binmek veya çıkmak.
  • Güvertede gitmek.
  • Tekneye çıkmak.
  • Binmek.

Go aboard ile ilgili cümleler

English: Did you see them go aboard?
Turkish: Onların gemiye binmesini gördün mü?

English: Did you see him go aboard?
Turkish: Onun gemiye binişini gördün mü?

English: Did you see Tom go aboard?
Turkish: Tom'un tekneye bindiğini gördün mü?

Go aboard ingilizcede ne demek, Go aboard nerede nasıl kullanılır?

Go : Bahse girmek. Girişim. Ölmek. Girmek. Geçmek. Uymak. Erişmek. İş görmek. Götürmek. Deneme.

Aboard : Gemide. İçinde (gemi veya uçak veya tren vb). Gemiye. İçine (gemi veya uçak veya tren vb). -e. Otobüse. Uçağa. -de. İçinde (taşıt için). Trene.

Go a long way : Çok dayanmak. Bir yere kadar yeterli veya yararlı olmak. Etkisi uzun sürmek. Çok iş görmek.

Go a long way towards : Çok yararlı olmak. Bir şey çok katkıda bulunmak.

Go about : Salgın olmak. Tiramola etmek. Dolaşmak. Kolları sıvayıp işe başlamak. Başlamak. Ele almak. Birlikte olmak. Gezmek. Yaygın olmak. İşe koyulmak.

Go about a task : Bir işi ele almak. Bir işe başlamak.

Go abroad : Dışarı gitmek. Yurt dışına çıkmak. Yurtdışına çıkmak. Yurt dışına çıkış yapmak. Yurtdışına gitmek.

İngilizce Go aboard Türkçe anlamı, Go aboard eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Go aboard ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Get on : Ayrılıp gitmek. İlerlemek. Yaşlanmak. Bindirmek. Binmek (otobüs veya tren veya uçağa). Trene binmek. Otobüse trene veya uçağa binmek (örneğin, o trene 40 dakika önce bindi). Geçinmek. Otobüse binmek.

Imbarked : Yüklenmek. Yüklemek. Yük almak. Uçağa bindirmek. Yatırmak. Kalkışmak. Uçağa yüklemek. Yatırım yapmak. Gemiye bindirmek.

Board : Kurul. Yiyecek içecek. İlan tahtası. Tecimevi, iş yerlerinin kapılarına asılan ve yapılan iş çeşidi ile bu işe ilişkin özel ve tüzel kişi iyeliğini kapsayan göstergeç. Yiyecek sağlamak. Mukavva. Kart. Pansiyoner olmak. Borda. Heyet.

Imbark : Yatırmak. Uçağa bindirmek. Yatırım yapmak. Kalkışmak. Uçağa yüklemek. Yük almak. Yüklemek. Yüklenmek. Gemiye bindirmek.

Mount : Çerçevelemek. Montaj yapmak. Takmak. Monte etmek. Çıkmak. Bindirmek. Üzerine yerleştirmek. Oturtmak. Montaj etmek. Binmek (at veya bisiklet vb).

Hump : Üstünden geçmek. Cinsel ilişkiye girmek. Tümsek. Huzursuzluk. Vuruşmak. Kamburlaştırmak. Kamburluk. İlişki kurmak. Tepe. Sırtta taşımak.

Overlaps : Üstüne gelmek. Bindirmek. Örtüşmek. Üst üste gelmek. Üstünü örtmek. Çakışmak. Kaplamak. Üstüne binmek. Aşmak.

Be added : İlave edilmek. Katılmak. Toplanmak. Eklenmek.

Hop : Hoplamak. Oynamak. Havalanmak. Atlama. Atlamak. Tek bacak üstünde zıplamak. Üç adım atlamada, gelişme koşusuyla hız alarak tek ayak üzerinde havalanıp ileriye yapılan birinci atılım. Şerbetçiotu. Zıplatmak. Sekmek.

Getting on : Otobüse trene veya uçağa binmek (örneğin, o trene 40 dakika önce bindi). Bindirmek.

Go aboard synonyms : mounts, overlap, ride, getting in, ride on.