Have türkçesi Have nedir

  • Elde etmek.
  • Bulunmak.
  • Almak.
  • Buyurmak.
  • Aldatmak.
  • Göz yummak.
  • Dolandırmak.
  • Sahip olmak.
  • Malik olmak.
  • Yaptırmak.
  • Kabul etmek.
  • Olmak.
  • Zorunda olmak.
  • Yapmak.
  • Elinde bulunmak.
  • -si olmak.
  • Etmek.

Have ile ilgili cümleler

English: "Do you not like Tom?" "It's not that I don't like him, I just have trouble dealing with people like him."
Turkish: "Tom'u sevmiyor musun?" "Onu sevmiyorum değil, sadece onun gibi insanlarla ilgi kurmada sorunum var."

English: "Do you have a cigarette?" "No, I only smoke other people's."
Turkish: "Sigaran var mı?" "Hayır, sadece başkalarınınkileri içerim."

English: "Do you have any siblings?" "No, I'm an only child."
Turkish: "Kız ya da erkek kardeşlerin var mı?" "Hayır, ben tek çocuğum."

English: "Can I have it back?" "No."
Turkish: "Onu geri alabilir miyim?" "Hayır."

English: "Do you have anything to do?" "No, not really."
Turkish: "Yapacak işin var mı?" "Hayır, pek sayılmaz."

Have ingilizcede ne demek, Have nerede nasıl kullanılır?

Have a baby : Çocuk sahibi olmak. Doğurmak. Bebeği olmak.

Have a bad name : Adı çıkmış olmak. Kötü şöhreti olmak.

Have a bad night : Kötü bir gece geçirmek.

Have a bad record : Kötü tanınmak. Kötü şöhreti olmak.

Have a bad temper : Huysuz olmak. Asabi olmak.

Have a bash : İlk kez denemek. Teşebbüs etmek. İlk defa denemek. Bir denemek. El atmak. Girişmek.

 

Have a bathroom : Banyo yapmak. Yıkanmak.

Have a bill protested : Senedi protesto olmak. Bir senedi protesto ettirmek.

Have a big lead : Çok önde olmak.

Have a bearing on : Etkilemek. Bir şeyin etkisinde olmak. Bir şeyle ilgili olmak. Bir şeyden etkilenmek. Bir şeyle ilgisi olmak. İle ilgisi olmak.

İngilizce Have Türkçe anlamı, Have eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Have ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Drank : Alkol almak. İçki içmek. Emmek. Bitirmek. Şerefine içmek. İçmek. İçkiye harcamak. İçki. Yutmak.

Bunkoing : Hakkını yemek. Alavere dalavere. Dolandırıcılık. Hile yapmak. Bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma. Kandırıp kazıklamak. Güveni suistimal suçu.

Eat : Yemek yemek. Kemirmek. Aşındırmak. İçmek (çorba). Yemek. Zıkkımlanmak. Çok yemek yemek. Çürütmek. Bitirmek.

Commit : Adamak. Taahhüt etmek. Teslim etmek. Komisyona sunmak. Kalkışmak. Emanet etmek. Önermek. İşlemek.

Brim : Dolmak. Taşma. Siperlik. Ağzına kadar dolu olmak. Şapka kenarı. Ağız (bardak). Kenar. Bardak ağzı. Silme dolu olmak. Ağzına kadar dolmak.

Attaining : Varış. Erişme. Ulaşmak. Muvasalat. Gelmek. Varma. Varmak. Kazanmak. Erişmek.

Enjoy : Haz almak. Keyfini çıkarmak. Hoşuna gitmek. Tadına varmak. Yararlanmak. Tadını almak. Beğenmek. Zevk almak. Tadını çıkarmak.

Come to hand : Varmak. Netlik kazanmak. Gözler önüne sermek veya ortaya çıkarmak. Çıkmak. Gelmek. Ele geçmek. Gözler önüne serilmek. Gün ışığına çıkmak.

Commands : Hüküm sürmek. Hakim olmak. Hükmetmek. Telkin etmek. Yönetmek. Emir vermek. Kontrol etmek. Komuta etmek. Tepeden görmek.

 

Have synonyms : monogram, monopolise, decreeing, admits, beguile, exists, architect, blink, attain, demurred, enjoyed, carries, be of, am, exert, monograms, have got to, adhibit, befall, been, bristle, bear, enjoying, decree, achieves, accomplishing, hold, decreed, be unfaithful, bamboozles, accede, enters, bilked.

Have zıt anlamlı kelimeler, Have kelime anlamı

Lose : Azıtmak. Kaybolmak. Kaybetmek. Geri kalmak (saat). Zayi etmek. Şaşırmak. Mağlup olmak. Mahrum etmek. Heba etmek. Geri kalmak.

Lack : -e sahip olmamak. Yokluk. Eksiklik. Yoksun kalmak. Eksik olmak. Olmayış. -den yoksun olmak. -sizlik çekmek. -sizlik. İhtiyacı olmak.

Have ingilizce tanımı, definition of Have

Have kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To hold in possession or control. To own. As, he has a farm.