High school türkçesi High school nedir

  • Öğrencileri ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle yaşama ya da yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu.
  • Düz lise.
  • Eğitim alanında kullanılır.
  • İdadi.
  • Yüksekokul.
  • Lise.

High school ile ilgili cümleler

English: A high school student made this robot.
Turkish: Bu robotu bir lise öğrencisi yaptı.

English: Ali and I went to high school together.
Turkish: Ali ve ben birlikte liseye gittik.

English: Ali attended high school for three years without missing a single day or ever being late.
Turkish: Ali bir tek gün bile kaçırmadan yada hiç geç kalmadan üç yıl liseye devam etti.

English: Ali and Mary were friends in high school and started dating a few years after graduating.
Turkish: Ali ve Mary lisede arkadaştı ve mezun olduktan birkaç yıl sonra çıkmaya başladılar.

English: Ali and Mary are high school students.
Turkish: Ali ve Mary lise öğrencileridir.

High school ingilizcede ne demek, High school nerede nasıl kullanılır?

High : Pikap. Rekor. Kabarmak. Yüksek. Zirve. Necip. Uçma. Büyük vites. Yüksek yer.

School : Balık sürüsü. Okutmak. Öğretmek. Okul. Terbiye etmek. Eğitim, tiyatro alanlarında kullanılır. Yetiştirmek. Okula göndermek. Ekol. Okul binası.

High school graduate : Lise düzeyinde akademik program bitirmiş kimse. Lise mezunu.

 

Commercial high school : Ticaret lisesi. Öğrencileri, genel eğitim ve meslek eğitimiyle, iş yaşamına ve yetenekleriyle ilgili bir yüksek öğretim kurumuna hazırlayan, ortaokula dayalı meslek okulu.

Evening commercial high school : Akşam ticaret lisesi. Ortaokulu bitirdikten sonra çalışmak zorunda kalarak gündüz öğrenimini sürdüremeyenler ile yaşları öğrenim çağını aşmış olanları, bir yandan çalıştıkları işlerde bilgi ve başarılarını arttıracak, bir meslek edinmelerini sağlayacak ve bir yandan da yüksek öğrenime hazırlayacak biçimde yetiştiren meslek okulu.

Evening high school : Öğrenimlerini gündüz sürdüremeyenler ile yaşları öğrenim çağını aşmış olan gençlere lise öğrenimi sağlayan dört yıllık okul. Akşam lisesi.

Junior high school : 7-8-9 yıllardaki ortaöğretim. Ortaokul. Ortaokullar. İlkokul ile lise arasındaki 7. Abd'de 12-15 yaş arası öğrencilere yönelik okul. 8. ve 9 sınıfları kapsayan ortaokul.

İngilizce High school Türkçe anlamı, High school eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak High school ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstract intelligence : Soyut zeka. Düşünme ve yeni durumlara uyma konularında soyut kavramlar ile simgelerden başarılı biçimde yararlanma yeteneği.

Colleges : Kurul. Dernek. Fakülte. Heyet. Akademi. Kolej. Üniversite. Enstitü. Okul.

Graduate school : Üniversite mezunları için okul. Bir üniversiteye ait lisansüstü eğitim birimi. Yüksek lisans okulu. Yüksek lisans eğitimi veren okul. Master programı.

Senior high school : On bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul. On.

 

Lycees : Lise (fransızca terim).

Gymnasiums : Kapalı spor salonu. Spor tesisi. Lise (almanya). Spor salonu. Cimnastik salonu. Jimnastik salonu.

Middle school : Öğrencileri genel eğitim yoluyla bir yandan yaşama, öte yandan daha sonraki öğretim basamağına hazırlayan üç yıllık okul. Ortaokul.

Academy of economic and commercial sciences : Ekonomi, tecim ve maliye alanlarında çalışmak isteyenleri yetiştiren, bu alanlarla ilgili sorunlar üzerinde incelemeler ve araştırmalar yapan yüksek öğretim kurumu. İktisadi ve ticari ilimler akademisi.

Junior college : Üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul. İki yıllık yüksekokul.

Achromatopsia : Akromatopsi. Nesnelerin renksiz algılanması ya da kimi renklerin algılanmamasından ileri gelen bir görme bozukluğu. Renk körlüğü.

High school synonyms : abstract reasoning, lycee, academic year, highschool, coll, academy, lyceum, lyceums, academies, college, academic preparation, academic intelligence, gymnasium, abnormal child, accustoming, active school, a priori knowledge, highs, academic institution, achievement age, abulia, lyceie, achievement tests, ability group, high.