Kükürtdioksit nedir, Kükürtdioksit ne demek

Kükürtdioksit; bir kimya terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Yoğunluğu 2,3 olan, renksiz, boğucu kokulu ağır bir gaz

Kükürtdioksit hakkında bilgiler

Kükürt dioksit formülünde bir kükürt iki oksijen yer alır. Aralarında kovalent-polar bağ yaparlar. Şeker endüstrisinde kullanılır. Hava kirliliğine ve asit yağmurlarına sebep olur (SO2), renksiz, keskin kokulu reaktif bir gaz olup kömür, fuel-oil gibi kükürt içeren yakıtların yanması sırasında, metal eritme işlemleri ve diğer endüstriyel prosesler sonucu oluşur. Ana kaynakları, termik santraller ve endüstriyel kazanlardır. Genel olarak, en yüksek SO2 konsantrasyonları, büyük endüstriyel kaynakların yakınında bulunur.

2010 yılı Ekim ayında kükürtdioksit ortalamalarının Türkiye'de en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri sırasıyla Tekirdağ, Hakkari, Antalya, Kastamonu ve Kars’tır.

SO2’nin sağlık etkilerine karşı en hassas grup, çocuklar ile dışarıda aktif olan astımlı yetişkinlerdir. Birincil etkisi, hırıltılı solunum, göğüs sıkışması ve kesik nefes alma gibi belirtilere sebep olan, solunum yollarının daralmasıdır. SO2 konsantrasyonu ve soluma hızı artarken rahatsızlık bulguları da artar. Maruziyet kesildiğinde, akciğer fonksiyonu bir saat içinde normal haline döner.

 

SO2 ve ince partiküllere uzun süreli maruziyet, solunum hastalıklarına, akciğerlerin savunma mekanizmasında değişikliklere ve mevcut kalp hastalıklarının kötüleşmesine sebep olabilir. Bu etkilere karşı en hassas grup, çocuklar, yaşlılar ve kronik akciğer hastalığı veya kalp hastalığı olan kişilerdir.

Kükürtdioksit anlamı, kısaca tanımı:

Renksiz : Solgun görünen, soluk. Rengi olmayan. Davranış ve düşünce yönünden belli bir niteliği olmayan.

Kokulu : Kokusu olan.

Kükürt : Atom numarası 16, atom ağırlığı 32,06 olan, 119 °C'de eriyen ve 444 °C'de kaynayan, doğada saf veya başka cisimlerle birleşik olarak bulunan, sarı renkli element, sülf (simgesi S).

Yoğun : Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Koyu, kalın. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Kaba, kalın, iri (elek, iğne). Şişman, iri, tombul. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. Artmış, çoğalmış bir durumda olan.

Formül : Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım. Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek. Bir veya birçok niceliğe bağlı bulunan bir niceliğin hesaplanmasına yarayan matematiksel anlatım. Çıkar yol, tutulan yol, yöntem. Bir ilacın hazırlanmasında bir sonucun elde edilmesinde izlenecek işlemlerin çeşitli sayılar ve semboller kullanılarak ifade edildiği özgün kavram. Genel bir olguyu, bir kuralı veya ilkeyi açıklayan simgeler takımı. Birleşik bir cismin birleşimine giren maddeleri ve bunların o birleşik maddedeki oranlarını gösteren kısaltma takımı.

Oksijen : Atom numarası 8, atom ağırlığı 16 olan, hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada beşte bir oranında bulunan bir gaz, müvellidülhumuza (simgesi O).

 

Polar : Kutup.

Şeker : Şeker hastalığı. Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı. Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı. Sevimli, cana yakın ve güzel.

Endüstri : Sanayi.

Hava : Çekicilik. Esinti. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik. Keyif, âlem. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. Gökyüzü. Çevreyi kuşatan boşluk. Müzik parçalarında tür. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Tarz, üslup.