Let loose türkçesi Let loose nedir

Let loose ingilizcede ne demek, Let loose nerede nasıl kullanılır?

Let : Vermek. Tenis, masa tenisi alanlarında kullanılır. Yenilen. Dürmek. İzin vermek. Koyuvermek. Bırakmak. Müsaade etmek. Meydan vermek. Koyvermek.

Loose : Oynak. Serbest bırakmak. Ateşlemek. Salıvermek. Çözmek. Bol. Kaçmak. Ateş etmek. Gevşek. Atmak.

Let alone : Şöyle dursun. Kendi haline bırakmak. Bırak.

Let be : Karışmamak. Kendi haline bırakmak. Rahat bırakmak. Bozma. Dokunma. Öyle kalsın.

Let blood : Kanın dışarı çıkmasına izin vermek. Kan akıtmak. Kanı boşaltmak.

Let daylight into something : Açıklığa kavuşturmak. Aydınlatmak.

Let bygones be bygones : Eski defterleri kapatmak. Eski defterleri kapamak. Geçmiş geçmişte kalsın. Dün dündür bugün bugündür. Bırak geçmişte kalsın. Bırak geçmiş geçmişte kalsın. Geçmişi unutalım. Unutalım gitsin. Geçmişe mazi derler. Bırakalım geçmiş geçmişte kalsın.

İngilizce Let loose Türkçe anlamı, Let loose eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Let loose ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Blew : Kahretmek. Küfretmek. Çiçek açmak. Soluk soluğa kalmak. Atmak (sigorta). Üflemek. Fışkırmak. Çalmak. Kaçmak.

 

Disengage : Çözmek. Bağlantılarını kesmek. Kavramayı boşaltarak güç iletimini kesme işlemi. İlgisini kesmek. Kurtulmak. Boşa almak. Boşa alma. Avaraya almak.

Clears : Dağılmak. Temize çıkarmak. Açıklamak. Kapatmak. Ormanda alan açmak. Bilgi vermek. Seyretmek (gemi). Gidermek. Elde etmek. Geçmek.

Absolves : Affetmek. Allah adına günahı affetmek. Kurtarmak. Suçunu bağışlamak. Temize çıkarmak. Bağışlamak. Beraat ettirmek. Tenzih etmek. Arılamak.

Authorize : Yetkili kılmak. Memur etmek. Yetki vermek. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Yetkilendirmek. Yetki verme. Yetkileme, bir işin yapımına izin verme. Ruhsat vermek. Salahiyet vermek. Onaylamak.

Deblock : Blok çözmek. Debloke etmek.

Decontrolled : Kontrolü kaldırmak. Serbest bırakılmış. Kontrolü kaldırılmış. Denetimi kaldırmak.

Discharges : Muaf tutmak. Görevden almak. Yerine getirmek. Ateş etmek. Akmak. Boşalmak. İltihap çıkmak. İşten atmak. Boşaltmak. İşten kovmak.

Crack : Çatırdatmak. Çatallaşmak (ses). Çatırtı. Çıtlatmak. Çatırdamak. Kırmak. Çökmek. Yarılmak.

Abandon : Kendini kaptırmak. Yarıda kesmek. Bırakma. Başlı-başına koymak. Kendinden geçme. Tehire salmak. Başından atmak. Durdurmak. Terk etmek. Kendini tamamıyla vermek.

Let loose synonyms : blow up, burst, demobilise, melts, allows, cut adrift, demobilizes, absolve, breaks, discharging, disculpate, mellower, break out, mellowed, abdicated, mellowing, mellowest, cracks, melt, acquit, brook, admit, authorising, brightens, delivers, get soft, demobilizing, decontrols, exculpated, demobilized, back away, mellow, deallocate.