Location türkçesi Location nedir

  • Bk. bellek yeri.
  • Yer.
  • Bilgisayar, bilişim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Dışarıda çevirimler için ayrılmış, geniş, boş, işliğe bitişik ya da başka bir yerde bu işte kullanılan arsa.
  • Konum.
  • Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
  • Konumlama.
  • Gözlemleri bir eksenler dizgesinde yatay ve düşey eksene olan uzaklıklarıyla göreli yerlerine yerleştirme.
  • İşlik arsası.

Location ile ilgili cümleler

English: However, the amount of wind available varies with the location and the season of the year.
Turkish: Ancak, mevcut rüzgar miktarı konumu ve yılın sezonu ile değişir.

English: I'll look up the location of the town on my map.
Turkish: Haritamda kasabanın konumuna bakacağım.

English: Our guide misinformed us about the location of the hotel.
Turkish: Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.

English: I prefer a quieter, even boring, location for our next meeting.
Turkish: Bir sonraki buluşmamız için daha sessiz, hatta sıkıcı bir yeri tercih ederim.

English: I like this flat. The location is good, and besides, rent is not very high.
Turkish: Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil.

Location ingilizcede ne demek, Location nerede nasıl kullanılır?

Location hunt : Dışarıda gerçekleştirilecek görünçlükler için en uygun yerlerin önceden araştırılıp saptanması. Yer seçimi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Location information : Konum bilgisi.

Location name : Aygıt adı. Konum adı. Sistem adı.

Location of : Konumu. Konum. Parçaların yerleri.

Location of compare : Karşılaştırma konumu.

Alternate startup file location : Diğer başlangıç dosyası yeri.

Location quotient : Bir ülkede, belli bir bölgenin bir ekonomik etkinlik dalındaki payının, yine o bölgenin bir başka kesimdeki payı ile, katma değer, çalışan nüfus, alan ya da benzeri bir ölçüte göre karşılaştırılmasına olanak veren oran. Yerseçim katsayısı.

Application location : Uygulama konumu.

Agricultural location theory : Tarımsal yerleşim kuramı. Toprağın kullanım biçimini ve rantları açıklamaya çalışan von thünen tarafından ortaya atılan ve bir tarımsal ürünün nerede yetiştirileceğine taşıma maliyetleri ile taşıma süresine göre karar verileceğini, bu iki faktörün tarımsal üretimin farklı halkalarda yapılmasına ve her bir halkada değişik ürün çeşitleriyle birlikte farklı bir çiftçilik sisteminin yer almasına neden olacağını ve rantların uzak halkalara gidildikçe azalıp sıfırlanacağını ileri süren kuram.

Location theory : İktisadi etkinliklerin işletme, kent ve bölge düzeyinde niçin ve nerede toplandıklarını belirleyen ve j. h. von thünen tarafından geliştirilen ve bölgesel iktisadın temelini oluşturan kuram. Kuruluş yeri kuramı. Yerleşim kuramı. Kuruluş yeri teorisi. İktisadi etkinliklerin mekansal dağılımını sistematik olarak açıklamaya çalışan kuram. krş. tarımsal yerleşim kuramı, sanayi yerleşim kuramı, merkezi yer kuramı, yeni iktisadi coğrafya.

 

İngilizce Location Türkçe anlamı, Location eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Location ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Geographical location : Bir kentin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişikislni sağlayan ve kentin gelişmesini etkileyen coğrafya koşullarının tümü. bk. konuş. Coğrafik konum.

Emplacement : Mevzilenme. Tabya. Batolit gibi bir sokulucu kütlenin, yerkabuğundaki kayaçları iterek ya da eriterek onların yerini alması. Magma yerleşmesi. Platform. Konuşlandırma. Yere koyma. Yerleşme. Dipsiz kayacın, taşyuvardaki yerli kayaçları iterek ya da eriterek onların yerini alması.

Implantation : Çeneye diş yerleştirme. Dikilme. Yerine koyma. Aplikasyon. Gömülme. Aşılama. Gömme. Yataklanma. Radyoaktif bir maddenin veya bir cihazın vücuda yerleştirilmesi.

Binned : Tahıl saklamak için kullanılan kap. Çöpe atmak. Çöp kutusu. Küçük depo. Teneke. Çöp kovası. Kutu. Ambarlamak. Bidon.

Collocation : Yan yana tanzim. Aynı yerde tertip. Birliktelik. Yan yana olma. Sıralama. Sıraya koyma. Birlikte kullanım. Eşdizimlilik. Düzenleme. Tertip.

Stratification : Tabakalanma. Tabakalaşma. Tortulların bileşim, tane büyüklüğü, fiziksel nitelikleri bakımından birbirlerinden ayrımlı yataklar halinde üst üste sıralanması. Kademelendirme. Kat kat olma. Toplumsal sınıf düzeni. Katmanlaşma. Bir ana kütleyi tabakalara bölme. Tabakalara ayrılma.

Attitude : Durum. Hal. Oyunculukta bir karakterin ya da tipin yetişmesini, özelliklerini, kültürel çevresini ve konumunu belirleyen görünüş. tavır yalnızca hareketlerle değil, konuşmayla da ortaya çıkar. Görüş. Davranış. Uyumlu duruş. Duruş. Tutum. Poz. Tüm gövdenin uyumlu bir biçimdeki duruşu. dansçının bir bacağı üzerinde dururken, öteki bacağını doksan derecelik açıyla kaldırarak ve dizden bükerek arkaya götürmesi. çeşitli biçimleri vardır.

Part : Parçalamak. Bölüm. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Ayırmak. Bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı ya da gösterdiği kişiliği ortaya çıkaran, sözleri ve hareketleri içeren bütün. Rol. Tarakla ayırmak. Kısmen. Kısım. Görev.

Back lot : Bir film stüdyosunda büyük dış mekan sahneleri çekmek için kullanılan geliştirilmemiş büyük açık alan. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Home : (kuş) yurda dönmek. Ev. Sinyallere göre yönelmek. Aile ocağı. Hedeflemek. Yurda dönmek (kuş). Bakımevi. Özerklik. Melce. Yuvasına dönmek.

Location synonyms : physical object, placement, lays, activity, earth, lay, bilocation, locations, northwest, fingering, locating, geo, southwest, catchalls, line, infinite, asl, set, footing, abode, condition, superposition, floor, look in, positioning, juxtaposition, apposition, configurations, footings, repositioning, whereabouts, catchall, exposals.

Location zıt anlamlı kelimeler, Location kelime anlamı

There : ...var. Orası. Oralarda. Orada. Şura. Orayı. Ora. O konuda. Oraya. Birinin ismi yerine kullanılır.

Here : Burda. İşte. Buraya. Bunda. Burası. Burayı. Hey. Burada. Bu çekitte.

Inactivity : Durgunluk. Avarelik. Tesirsizlik. Etkisizlik. Tembellik. Üşengeçlik. Hareketsizlik.

Location ingilizce tanımı, definition of Location

Location kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act or process of locating.