Mest nedir, Mest ne demek

Mest; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni arapça, farsça dillerine dayanır.

Mest hakkında bilgiler

Mest, ayak topuklarını kapsayacak biçimde giyilen deri ve benzeri şeylerden yapılmış olan bir çeşit ayakkabı.

Mest ile ilgili Cümleler

  • Titremelerden sonraki sıcaklık bizi mest etti.
  • Kızın güzelliğinden mest oldu.

Mest kısaca anlamı, tanımı:

Ayakkabı : Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılmış olan giyecek, başmak, pabuç.

Mest etmek : Kendinden geçirmek.

Mest olmak : Kendinden geçmek, çok mutlu olmak.

Sermest : Sarhoş.

Mestane : Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine.

Mestçi : Mest yapan veya satan kimse.

Mestçilik : Mest yapma veya satma işi.

Mestur : Örtülü, kapalı, gizli.

Mesture : Örtülü, kapalı, gizli.

Mesh : Abdest alırken ıslak eli başa ve meste sürme. Bir şeyi elle sıvazlama.

Konçlu : Koncu olan.

Hafif : Çok dik olmayan (sırt, yokuş). Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. Gücü az olan, belli belirsiz. Kalınlığı veya yoğunluğu az olan. Etkisi az olan, sert karşıtı. Önemli olmayan. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek). Güç veya yorucu olmayan, kolay.

 

Yumuşak : Okşayıcı, tatlı, hoş. Sessiz, hafif. Kolay çiğnenen, kolay kesilen. Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. Ilıman (iklim), sert karşıtı. Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı. Kolaylıkla işlenebilen. Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı.

Ayak : Göl ayağı. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Basamak. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Halk edebiyatında uyak. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi.

Topukla : "hızla git" anlamında kullanılan bir söz.

Biçim : Biçme işi. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Tarz.

 

Sarhoş : Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası bulutlu, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak. Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak, esrik. Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan.

Mestablası : Mest ayakkabısı yapmak için özel biçimde hazırlanan deri. (*Yalvaç -Isparta)

Mestan : Çok küçük kavun Bir erkek ismi olarak anlamı; Savruk kimse. Sarhoşlar. Adıyaman kenti, Koçali bucağına bağlı bir bölge. Sinop kenti, Ayancık ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Mestan ağa : (Kar.):Karagöz oyununda ezik bir göçmen ağzıyla tane tane konuşan Rumeli tipi. Çoğu kez pehlivan, kimi kez de arabacı olur. Durmadan köyünden bıktığını söyler. Pehlivanlıktan dem vurur. Ama koftur. Kendinden zayıfına bile yenilir. Korkak değilse de yılgındır. Gölge oyunu'nda ezik bir göçmen ağzıyla tek tek konuşan Rumelili tipi. Durmadan köyünden bıktığını söyler, sürekli olarak kendine güvensizlik içindedir. Pehlivan olduğunu söylemesine karşın herkese yenilir. Korkak değil, yılgındır. bk. Rumelili.

Mestanlar : Balıkesir ilinde, Durak bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Tekirdağ ili, Şahin bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Mestanlı : Manisa şehri, Köprübaşı belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Mesterelon : Androjenik etki gösteren fakat gonadotropinlerin salgılanmasını etkilemeyen testosteron türevi ilaç.

Mesthüyük : Gaziantep şehrinde, Sakçagöz nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Mestiklemek : Masaj yapmak.

Mestinaz : 5. Bir kız ismi olarak anlamı; Çok nazlı, naz sarhoşu.

Mestranol : Etinil estradiol’ün 3-metil türevi olup vücutta metil grubunu kaybederek etkinlik kazanan sentetik steroit östrojen.

Diğer dillerde Mest anlamı nedir?

İngilizce'de Mest ne demek? : [MEST] adv. most

n. dung, manure, muck, droppings, fertilizer

v. fatten, fertilize

Fransızca'da Mest : ivre, enthousiaste

Almanca'da Mest : adj. weinselig

Rusça'da Mest : adj. пьяный, бесчувственный