Mould türkçesi Mould nedir

Mould ile ilgili cümleler

English: The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
Turkish: Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

Mould ingilizcede ne demek, Mould nerede nasıl kullanılır?

Blue mould : Mavi yiyecek küfü.

Bread mould : Ekmek küfü.

Copper mould : Bakır kalıp.

External mould : Bir kavkının ya da herhangi bir cismin, içine gömülü bulunduğu kum ya da çamurda bıraktığı iz. Dış kalıp.

Garden mould : Saksı toprağı. Bahçe toprağı.

Moulded : Kalıplanmış. Küflendirmek. Kalıba dökmek. Kalıp halinde dökülmüş. Kalıba dökülmüş. Kalıpsı. Biçimlendirmek. Küflenmek. Şekil vermek. Kalıp şeklinde.

Mouldier : Küflü. Küflenmiş. Sası sası. Küf bağlamış. Sası.

Iron mould : Pas lekesi. Demir kalıp. Pik kalıp.

Moulder : Çürütmek. Dökülmek. Biçimlendirici. Dökmeci. Çürümek. Kalıpçı. Şekillendirici. Ufalanmak. Kalıplayıcı.

Mouldboard : Saban kulağı. Grayder bıçağının yerleştiği tabla. Saban demiri. Bıçak tablosu. Saban bıçağı. Dozer küreği kulağı.

 

İngilizce Mould Türkçe anlamı, Mould eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Mould ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bdg : Bina. Building (bina).

Fester : Dert etmek. İrin toplamak. Kafasına takılmak. Çürümek. Mikrop kapmak. İrinlenmek. Kokmak. İltihaplanmak. Azmak.

Fashion : Giyim, ev, konuşma, sanat, dinlenme-eğlenme gibi kimi ekin öğelerinin biçiminde (çoğunlukla bu biçimin ayrıntılarında) sık sık ortaya çıkan kısa süreli ve toplum ya da. küme içinde az çok onay görüp izlenen değişiklikler. Kılık kıyafet. Öncülük etmek. Tarz. Göreneğe bakarak daha kısa süreli olan, çabuk değişebilen, öykünme yoluyla yayılan geçici davranış, giyim ve yaşama biçimi. Yapmak. Oluşturmak. Meydana getirmek. Dış görünüş.

Idiosyncrasies : Aşırı duyarlılık. Huy. İdiyosenkrazi (medikal tıp terimi). Hususiyet. Kişiye ait özellik. Özellik. İdyosenkrazi. Mizaç. Yapısal özellik.

Contours : Çevre. Dış hatlar. Eşyükselti eğrisi.

Creations : Evren. Buluş. Alem. Oluşum. İcat. Yaratım. Acun. Eser. Yaratı.

Falsework : Henüz inşa edilme sürecindeki birşeyi destekleyen çerçeve. Binanın inşası veya tamiri esnasında çalışanlar tarafından kurulan geçici iskele veya platform. İskele. Yapı iskelesi. Kalıp iskelesi. İnşaat kalıp iskelesi.

Mould synonyms : afters, become musty, make moldy, get mouldy, dies, artefact, founds, give form, bar, dresses, formalise, funguses, dankness, bldg, blooding, mildews, dish, bloodings, matrice, mildew, configuration, makeup, disposition, formalises, build, bloods, blight, mouldiness, found, chemistry, beings, habit, matrixes.