Oluşmak nedir, Oluşmak ne demek

  • Belli bir varlık kazanmak, ortaya çıkmak, meydana gelmek, teşekkül etmek, tekevvün etmek

"Oluşmak" ile ilgili cümleler

  • "Gün batımına yakın İskenderun körfezini sis basıyor, sisten dağlar oluşuyor." - R. H. Karay

Oluşmak anlamı, tanımı:

Oluşma : Oluşmak işi, teşekkül.

Varlık : Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey. Önemli, yararlı, değerli şey. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. Var olan her şey. Var olma durumu, mevcudiyet. Ömür, hayat.

Kazanmak : Çıkmak, isabet etmek. Tutulmak, yakalanmak. Ele geçirmek, fethetmek, kazanç sağlamak. Edinmek, sahip olmak. Kazanç sağlamak. Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek. Yenmek, galip gelmek. Kendinden yana çekmek.

Ortay : Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi). Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi).

Çıkmak : İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Belirmek, tanınmak. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Flört etmek. Yayılmak. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Yetişecek ölçüde olmak. Meydana gelmek. Unutmak. Giderilmek, yok olmak. Gerçekleşmek. Vermeye katlanmak. Yerinden oynamak. Eksilmek. Yeni yetişip satışa sunulmak. Karaya ayak basmak. Yayılmak, duyulmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bitmek, büyümek, sürmek. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Görünür veya belli bir durumda bulunmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bulaşmak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Büyük abdest bozmak. Bir yere ulaşmak, varmak. Yükselmek, artmak. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Gelmek. Yayımlanmak. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Ay veya mevsim geçmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Verilmek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Binaya kat eklemek. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Yapılmak, yürümek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Harcamak zorunda kalmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Sıyrılmak, ayrılmak. Sesini yükseltmek. Niteliği sonradan anlaşılmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Mal olmak. Piyasaya sürülmek. Erişmek, görmek. Ay, Güneş görünmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Oluşmak, olmak.

 

Meydan : Mevlevi tekkelerinde ayin yapılmış olan yer. Alan, saha. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri. Fırsat, imkân veya vakit.

Gelme : Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Gelmiş olan. Yetişme. Gelmek işi.

Teşekkül : Örgüt. Kurulma. Belli bir varlık ve biçim kazanma.

 

Oluşmak ile ilgili Cümleler

  • Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.
  • Komitemiz on üyeden oluşmaktadır.
  • Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
  • Okul yönetimi kimlerden oluşmakta?
  • Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.
  • Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
  • Şehir iki bölümden oluşmaktadır.

Diğer dillerde Oluşmak anlamı nedir?

İngilizce'de Oluşmak ne demek? : v. take shape, be formed, consist, consist of, occur, comprise, grow out of

Fransızca'da Oluşmak : se former, travailler

Almanca'da Oluşmak : v. bestehen aus, bestehen in, bilden: sich bilden, entstehen, werden

Rusça'da Oluşmak : v. состоять, формироваться, складываться, сформироваться, сложиться