Orantı nedir, Orantı ne demek
- Bir şeyi oluşturan parçaların kendi aralarında ve parçalarla bütün arasında bulunan uygunluk, oran, tenasüp.
- Birincinin ikinciye oranı, üçüncünün dördüncüye oranına eşit olan dört terim arasındaki bağıntı, orta
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
İki oranın eşit olma bildirimi. Simgesi : a/b=c/d, a:b=c:d.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
Bir toplulukta özel bir durumun toplum sayısına bölünmesiyle hesaplanan epidemiyolojik olaylardaki bir matematiksel ölçüm.
Bilimsel terim anlamı:
Payı belli bir seçeneğe ilişkin gözlem sıklığı, paydası toplam sıklıktan oluşan ve ilgili ayrıtın toplam içindeki oransal payını gösteren bölüm.
İngilizce'de Orantı ne demek? Orantı ingilizcesi nedir?:
proportion
Osmanlıca Orantı ne demek? Orantı Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
tenâsüb
Orantı hakkında bilgiler
Matematikte iki değişken arasında sabit bir çarpan olması haline doğru orantı veya kısaca orantı denilir. İki değişkenin çarpım sonuçlarının sabit olması hali ise ters orantı olarak bilinir.
Orantı ile ilgili Cümleler
- Para, güçle doğru orantılı olarak artar mı?
- Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
- Ceza suça orantılı olmalı.
- Bir insan, bildiği kelime sayısıyla orantılı düşünce üretebilir.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- Günümüzde paraya izafe edilen değerle, insanlığın ters orantılı bir şablona oturtulduğunu görüyoruz.
Orantı kısaca anlamı, tanımı:
Oran : İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin.
Doğru orantı : Birbirine bağlı olan ve biri arttığında öteki de artan iki büyüklük arasındaki bağıntı.
Orantılama : Orantılamak işi veya durumu.
Orantılamak : Orantılı olarak düşünmek veya değerlendirmek.
Orantılanma : Orantılanmak işi veya durumu.
Orantılanmak : Orantılı olarak düşünülmek.
Orantılı : Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması, başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa "bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır" denir. Bir orantıyla ilgili olan. Aralarında orantı bulunan, mütenasip.
Orantısızlık : Orantısız olma durumu.
Doğru orantılı : Birbirine bağlı olan ve biri arttığında öteki de artan.
Parça : Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Müzik eseri. Pasaj. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Nesne. Güzel, alımlı kız veya kadın. Tane.
Uygunluk : Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi. Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet. Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman. Eşitlik.
Tenasüp : Birbirine uyma, yakışma, aralarında uygunluk bulunma, oran, orantı. Birbirleriyle ilgili söz veya kavramların dizelerde toplanması sanatı.
Birinci : Bir sayısının sıra sıfatı. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse. Ulaşım araçlarında mevki, sınıf.
İkinci : Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen. Yeni, bir başka. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen. İki sayısının sıra sıfatı.
Üçüncü : Üç sayısının sıra sıfatı, sırada ikinciden sonra gelen.
Dördüncü : Dört sayısının sıra sıfatı, sırada üçüncüden sonra gelen.
Matematik : Aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü temeline dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerin ortak adı, riyaziye. Sayıya dayalı, mantıklı, ince hesaba bağlı.
Orantı katsayısı :
Orantı pergeli : (matematik)
Orantılı çokluklar : (matematik)
Orantılı doğru parçaları : (matematik)
Orantılı hata : Büyüklüğü, analizi yapılacak numune miktarına bağlı olan sabit hatanın tersi olan bir hata..
Orantılı katmanlı örnekleme : Her katmandan, evren içindeki ağırlığıyla orantılı olarak rastlantılı örnekler alan katmanlı örnekleme.
Orantılı orta : (matematik)
Orantılı örnekleme : (örnek.) Her katmandan alınacak örneklem büyüklüğünün, o katmanın evren büyüklüğüne orantılı olduğu örnekleme türü.
Orantılı vergileme : Vergilenen niceliğe bakılmaksızın aynı oranda yapılan vergileme dizgesi.
Orantısız : Orantısı olmayan.
Diğer dillerde Orantı anlamı nedir?
İngilizce'de Orantı ne demek? : n. proportion, ratio
Fransızca'da Orantı : tempérament [le], proportion [la]
Almanca'da Orantı : n. Gleichmäßigkeit, Proportion
Rusça'da Orantı : n. пропорциональность (F), пропорция (F)
Bu kısımda Orantı nedir? Orantı ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Orantı tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Orantı hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.