Peek türkçesi Peek nedir

Peek ile ilgili cümleler

English: Ali couldn't resist peeking through the keyhole.
Turkish: Ali anahtar deliğinden bakmaya direnemedi.

English: Ali peeked inside the room.
Turkish: Ali odayı gözetledi.

English: Ali peeked inside.
Turkish: Ali gizlice içeriye baktı.

English: Ali peeked in the window and saw Mary and John kissing.
Turkish: Ali pencereden gizlice bakıyordu ve Mary ve John'un öpüştüğünü gördü.

English: Let's peek inside.
Turkish: Dikizleyelim.

Peek ingilizcede ne demek, Peek nerede nasıl kullanılır?

Peek a boo : Görünüm kartlarına bilginin işlenmesi için bir tür delik açma yöntemi. Peek-a-boo. Bir çocuk oyunu. Ce-ee.

Peekaboo : Transparan. Ce-ee. Çocuklara "ce" yapılan oyun. Delikli (giysi). Transparan (giysi). Ceee oynamak.

Peekaboos : Ce-ee. Transparan. Ceee oynamak.

Peeked : Dikizlemek. Dikiz etmek. Röntgen. Röntgencilik. Gizlice bakmak. Gözetlemek. Röntgenlemek. Dikizleme. Dikiz. Gözetleme.

Peeking : Röntgenlemek. Gizlice bakmak. Göz atıvermek. Dikizlemek. Dikiz. Dikizleme. Gözetleme. Röntgen. Dikiz etmek. Gözetlemek.

Peed : Çiş yapmak. Sidik. Çiş. (küçük) tuvaletini yapmak. İdrar. İşemek. İdrarını yapmak.

 

Peeing : Çiş yapma. Çiş yapmak. İşeme. İşemek.

Pee pee : Çiş yapmak. İşemek. Çişini etmek. Su dökmek. Ufak su dökmek. Çişini yapmak. Çocuk dilinde çiş. Çocuk dilinde çiş yapmak.

Pee charge : Erkin yük. Bir iletken ya da yalıtkan yüzeyinde özdeğe bağlı olmadan özgürce devinebilir yük.

I gotta pee : Igp (internet sohbet argosu). Çişim var. Çiş yapmam gerekiyor.

İngilizce Peek Türkçe anlamı, Peek eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Peek ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Espy : Fark etmek. Farketmek. Gözüne ilişmek. Uzaktan görmek. Görmek. Casusluk etmek. Gözüne çarpmak.

Spy : Casusluk etme. Farketmek. Uzaktan görmek. Casusluk etmek. Gözlemek. Köstebek. Curnalcı. Casus. Casusluk yapmak.

Peep : Çıkmak. Röntgencilik yapmak. Ötme sesi. Görünüvermek. Kaçamak bakmak. Cik.

Roentgenograms : Röntgen filmi. Röntgenogram.

Roentgen : X ya da gama ışınlarının ışınlama doz birimi (eski birim). standart şartlarda havanın bir kilogramında 58 x 1/10000 coulomb' luk elektrik yükü değerinde (+) ve (-) iyonlar oluşturan x ya da gama radyasyon miktarı. (1c/kg=3.876xl000r). Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Standart sıcaklık ve basınçta havanın 1cm³ de 1 elektrostatik yük birimi meydana getirebilmek için gerekli gamma veya x ışını miktarı, radyoaktif ışın doz birimi, r.

Radiography : X ya da gama ışınımı yardımıyla, film veya duyarlı plaka üzerinde görüntü elde etme yöntemi. Bir organın röntgen ışınlarıyla film üzerine görüntüsünün alınması, röntgenografi. Nükleer enerji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Işınçekim. Işın çizim. Röntgenle inceleme. Röntgen çekimi. Röntgen filmi.

 

Bo peep : Hızlı bakış. Kısa bakış.

Keep a tab on : Takip etmek. İzlemek.

Cast a glance : Göz atmak. Bir göz atmak. Bakmak. Şöyle bir bakmak. Bir bakış atmak.

Eyeing : Bakma. Dikkatle bakmak. Tek gözle ihtiyacını karşılama. İzlemek. Süzmek. Süzme. Yakından seyretme. Kuşkuyla bakmak.

Peek synonyms : looking at, espying, lookouts, be on guard, radioscopy, peeps, peep at, roentgenogram, take a peep, glint, case the joint, pryings, peeked, peeping, look, observing, pries, observation, x ray, radiograph, radiological, pried, keep cave, glance, lookout, radiographies, eying, peeped, roentgens, babysit, voyeurism, peeking, keep a weather eye open.

Peek ingilizce tanımı, definition of Peek

Peek kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To peep. To look slyly, or with the eyes half closed, or through a crevice.