Perceptions türkçesi Perceptions nedir

Perceptions ile ilgili cümleler

English: I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.
Turkish: Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek.

Perceptions ingilizcede ne demek, Perceptions nerede nasıl kullanılır?

Perception theory : Algılama teorisi.

Perception threshold : Algılama eşiği.

Space perception tests : Sanayide, özellikle mühendislik alanında kullanılan ve deneklerin yer algısı ile ilgili olarak uyguladıkları yöntemleri, sorun çözme özelliklerini, güçlükler karşısında gösterdikleri tepkileri saptamaya yarayan testler. Yer algısı testleri.

Auditory perception : İşitsel algılama. Duyumsal algılama. İşitme algısı.

Color perception : Renk görme. Bir objenin görüntüsünün retinanın sarı benek bölgesine ya da yakınına düşmesi ile parlak ışıkta görülen rengi. bu bölgede koni hücreleri boldur. Renk algılama.

Space perception : Mekan algısı.

Self perception : Öz algı. Kendini idrak. Bir insanın kendisini anlamasının yolu. Öz eleştiri. Kendini algılama.

Depth perception : Derinlik algısı. Derinlik algılama kabiliyeti.

Extra sensory perception : Esp. Altıncı his. Beş duyu ile elde edilemeyen bilgi veya idrak. Görülemeyen şeyleri görme yeteneği. Telepati.

 

Speed of contrast perception : Karşıtlık algı hızı. Bir karşıtlığın, sunulmasından, öznel olarak algılanmasına dek geçen zamanın tersi.

İngilizce Perceptions Türkçe anlamı, Perceptions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Perceptions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Discernment : Muhakeme. Anlayış. Ayırma yetisi. Temyiz. Akıl. Nesneleri, özellikleri birbirinden ayırabilme ya da aralarında ayrım gözetebilme yeteneği. Seçerlik. Görüş.

Divination : Geleceği görme veya tahmin etme. Keşif. Bakı. Fal. Tahmin. Kehanet. Uzak bir yerde ya da gelecekte oluşacak olayları önceden saptayarak gerekli önlemleri almak amacıyla, yetenekli ya da yeteneksiz kişi ve toplulukların büyüsel, dinsel, simgesel eylemlerden yararlanarak yaptıkları, kökenleri tarihin temeline dayanan sözde haber verme işi. bk. hava bakısı, horoz bakısı, un bakısı, tuz bakısı, dölüt örtüsü bakısı.

Cinching : Kolayca takmak. Çocuk oyuncağı. Çok kolay şey. Elde bir. Çantada keklik. Sımsıkı sarmak. At kolanı. Oyuncak. Kolay iş.

Cognation : Aklın bilme gücü. Akrabalık. Anne tarafından akrabalık. Aynı kökten gelme. Aynı soydan gelme. Kan hısımlığı.

Cinch : At kolanı. Çantada keklik. Kolay iş. Çok kolay şey. Kesin şey. Elde bir. Çocuk oyuncağı. Sıkı tutma. Eyer kolanı. Kolayca takmak.

Beholding : Bakmak. Dikkatle bakma. Seyretmek. Dikkat etmek. Seyretme. Görmek.

Detections : Ortaya çıkarına. Bulma. Sezim. Belirleme. Suçluyu ortaya çıkarma. Bulunuş. Tespit. Buluş. Ortaya çıkarma.

 

Pattern : Şekillerle süslemek. Modele göre yapmak. Örnek. Örnekçe. Bilgisayar, fizik, iktisat alanlarında kullanılır. Kalıp. Oyun konusunun ana çizgisi. doğaçlamaya dayanan tiyatroda senaryo. Gidiş. -e uydurmak. Aynen kopya etmek.

Ground : Dayandırmak. Çakmak. Dayanmak. İyileşmek. Uçurtmamak (uçağı). Kurmak. Topraklamak. Hareket izni vermemek. Temel neden. Hukuk, jeoloji alanlarında kullanılır.

Inkling : İz. Kuşku. Kuşkulanma. İma. Kestirme. İşaret. İpucu.

Perceptions synonyms : visual perception, visual percept, perceptual constancy, sound perception, sense experience, somatesthesia, somatic sensation, somesthesia, sense datum, somaesthesia, perceptual experience, tactual sensation, basic cognitive process, mental representation, internal representation, clairvoyances, foresight, appreciations, perception, sensations, prudences, premonition, touch sensation, clasp, apprehension, precaution, cognisance, clenching, cognizance, figure, scents, intellects, intellect.

Perceptions zıt anlamlı kelimeler, Perceptions kelime anlamı

Figure : Figür. Biçim. Anlamı olmak. İnsan tasviri. Beden yapısı. Önemli kişi. Vücut yapısı. Şahıs. Fiyat. Çizge.

Ground : Dayandırmak. Temel neden. Çakmak. Uçurtmamak (uçağı). Kent içinde, dışında ya da kent sınırları yakınında tarım etkinliklerine ayrılmış ya da bölünerek ve altyapısı hazırlandıktan sonra kentsel yerbölümler durumuna getirilmeye elverişli geniş yerlere verilen ad. Yere sermek. Topraklamak. Kayaçların ufalanıp ayrışmasından oluşan ve içine organik kalıntılar karışmış olan yeryüzünün en üst katmanı. Kırsal toprak. Kurmak.