Personal türkçesi Personal nedir

Personal ile ilgili cümleler

English: Ali hasn't talked to me about his personal life.
Turkish: Ali kişisel hayatı hakkında benimle konuşmadı.

English: Ali asked Mary a lot of personal questions.
Turkish: Ali Mary'ye birçok kişisel soru sordu.

English: Ali asked Mary some very personal questions that she refused to answer.
Turkish: Ali Mary'ye cevap vermeyi reddettiği bazı çok kişisel sorular sordu.

English: Ali is my personal assistant.
Turkish: Ali benim kişisel yardımcım.

English: Ali is a close personal friend of mine.
Turkish: Ali benim yakın kişisel arkadaşım.

Personal ingilizcede ne demek, Personal nerede nasıl kullanılır?

Personal account : Şahsi hesap. Bireysel hesap. Kişisel hesap.

Personal accousts : Kişisel sayışımlar. Kişisel ya da ortaklıklar adına açılan sayışımlar. gerçek ve tüzel kişilere yapılan ödemelerle onlardan sağlanan paraları gösteren sayışımlar.

Personal address book : Kişisel adres defteri.

Personal adventure : Belirli bir yiğidin çevresinde oluşan sürükleyici ve coşkulu olayları konu alan serüven, bk. serüven, alışılmış masal. krş. kişisel saga, kişisel masal. Kişisel serüven.

 

Personal assets : Kişisel mal varlığı. Menkul kıymetler. Kişisel mallar. Şahsi mallar. Menkul mallar.

Personal data : Kişi hakkında bilgiler. Kişisel veri.

Personal digital assistant : Kişisel sayısal yardımcı. Avuçiçi bilgisayarı. Kişisel dijital asistan. Elektronik ajanda. Günlük ofis işleri için araçlar sunan küçük taşınabilir bilgisayar. Kişisel dijital yardımcı.

Personal distribution list : Kişisel dağıtım listesi.

Personal call : Şehirlerarası ihbarlı konuşma.

Personal declaration : Dar yükümlülükle bağımlı gerçek kişilerin yasalarına göre düzenleyerek vergi dairelerine verecekleri bildirge. Şahıs bildirimi. Kişisel bildirge.

İngilizce Personal Türkçe anlamı, Personal eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Personal ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Face to face : Karşılıklı olarak. Yüz yüze. Karşı karşıya.

In the flesh : Dünya gözüyle. Gerçekte. Bizzat. Etten kemikten. Kendisi. Gerçek yaşamda. Bu dünyada. Canlı.

Earthy : Toprağa benzer. Bedendel zevklerle ilgili. Topraksı. Bedensel zevklerle ilgili. Toprağımsı. Maddi. Topraklı. Kaba. Dünyevi.

Respective : Bir bir. Kendi. Herbiri kendisinin olan. İlgili. Herkes kendi. Ayrı ayrı. Sırasıyla.

Fleshliest : Şehvetli. Dünyevi.

Corporals : Cismani. Gövdesel. Cismen. Maddi. Onbaşı. Vücuda ait. Bedeni.

Exceptional : Şaz. Kuraldışı. Ayrık. Olağanüstü. Müstesna. Fevkalade. İstisna. Nadir. Ayrıklı. Çok iyi.

Custom : Ismarlama. Alışkanlık. Bir toplumda yürürlükte olan ve insanların tutumlarına yön veren görenek, inanç ve alışkıların tümü. Gelenek. Örf ve adetler hukuku. Gümrüğünü ödemek. Bir toplumda halkın; yasaların ve yönetici kurumların etkisi altında kalmadan toplumsal, ekonomik, kültürel ve güncel sorunlarını, dinsel ve geleneksel anlayışlarına aykırı düşmeyecek bir biçimde çözümlemek amacıyla oluşturduğu ve kesinkes uyulması zorunluluğu bulunan kurallardan her biri. bk. halkbilimsel görenek, sözlü görenek, kişisel görenek, göreneksel yasa, egemen görenek, krş. gelenek, boşinanç. Sahibinin istekleri doğrultusunda özel olarak üretilen çalgı aleti. Töre. Müşterisi olma.

 

Earthier : İncelikten yoksun. Kaba. Topraksı. Dünyevi. Topraklı. Toprağa benzer. Bedendel zevklerle ilgili. Bedensel zevklerle ilgili. Maddi.

In personam : Belli bir kişiye özgü olarak tasarlanmış. Sadece belirli bir kimseyle ilgili (latince).

Personal synonyms : ad hominem, personalised, person to person, ain, dedicated, peculiar, conveyable, individualised, cliquier, in person, distinctive, cliquiest, intimate, bodily, custome, all that, chattel, singular, personals, gesticical, proprietary, animal, self, especial, airs, confidential, material, propers, in camera, own, fleshlier, corporal, gestic.

Personal zıt anlamlı kelimeler, Personal kelime anlamı

Impersonal : Kişidışı. Kişisiz. Kişiliksiz. Şahsi olmayan. Kişilik dışı. Gayrı şahsi. Kişilikdışı. Kişisel olmayan. Kişilerüstü. Gayri şahsi.

Public : Bir film gösterimine izleyici olarak katılan kimseler, izleyici topluluğu; genel olarak izleyici. tv. televizyon yayınlarını toplu olarak izleyen kimseler. Otel. Ulusal. Halk için. Seyirciler. Herkese açık. Halka açık. Kamu. Halk. Herkesin bildiği.

Objective : Yansız. İnsan bilincinin dışında ve ondan bağımsız olan (şey). Objektif. Nesnel. Eğitim, fizik, uzay, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Mercek. Irakgörürlerde ışığı toplayan yakınsak mercek dizgesi. Amaçlanan. Minigözler, uzgözler gibi ışıksal aygıtların nesneden yana olan mercekleri. Hedeflenen.

Personal ingilizce tanımı, definition of Personal

Personal kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Pertaining to human beings as distinct from things. A chattel. A movable.