Prematurely türkçesi Prematurely nedir

  • Mevsimsiz olarak.
  • Zamanından önce.
  • Erken.

Prematurely ile ilgili cümleler

English: Jale was born prematurely during a 16 hour transcontinental flight.
Turkish: Jale 16 saatlik bir kıtalararası uçuş sırasında, zamanından önce doğdu.

English: I was born prematurely.
Turkish: Premature olarak doğdum.

English: Ali spoke prematurely.
Turkish: Ali vakitsiz konuştu.

Prematurely ingilizcede ne demek, Prematurely nerede nasıl kullanılır?

Aged prematurely : Erken yaşlanmış. Zamanından önce büyümüş.

Die prematurely : Erken ölmek. Genç yaşta ölmek. Zamanından önce öldü. Genç yaşta öldü. Erken öldü. Olgunlaşmadan öldü. Yetişmeden öldü.

Died prematurely : Erken öldü. Yetişmeden öldü. Genç yaşta öldü. Zamanından önce öldü. Olgunlaşmadan öldü.

Premature birth : Prematür doğum. Erken doğum. Yavrunun gebelik süresini tamamlamadan canlı ve dışarıda özel bakım ve özen sayesinde yaşayabilecek bir durumda doğması, prematür doğum, dismatür doğum.

Premature ignition : Erken ateşleme.

Prematurity : Vaktinden evvel gelişme. Mevsimsizlik.

Prematureness : Erken oluşma. Zamanından önce olma.

Premature : Zamanından önce olan. Zamanından önce gelişen. Zamanından önce. Prematüre. Erken doğmuş. Vaktinden önce olan veya gelişen, olgunlaşmamış, olgunlaşma öncesi, erken doğan. Prematür. Vakitsiz. Zamanı gelmeden doğan.

 

Prematurities : Erken oluşma. Vaktinden önce gelişme. Prematürite. Zamanından önce olma. Prematürlük.

Premature subdivision : Erken yerbölümleme. Bayındırılmaya ve yapıdüzeni çerçevesine alınmaya anık duruma getirilmemiş bir toprak parçasının erkenden yerfbölümlemesinin yapılması.

İngilizce Prematurely Türkçe anlamı, Prematurely eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prematurely ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sooner : Erkenden. Biraz sonra. Daha önce veya erken. Pek yakında. Daha çabuk. Çok geçmeden. Seve seve. Yakında. Birazdan.

Premature : Zamanından önce gelişen. Erken doğmuş. Vaktinden önce olan veya gelişen, olgunlaşmamış, olgunlaşma öncesi, erken doğan. Zamanından önce olan. Prematüre. Zamanı gelmeden doğan. Zamansız. Mevsimsiz.

Early : -in başlarında. Eski. Önceki. İlk. Erkenden. İlk zamanlarında.

In advance : Peşin. Peşinen. Önceden. İleride peşin olarak. Önde. Önünde. İşin başında. İleride. Peşin olarak.

In time : Vakitli. Zaman içinde. Uygun tempoda. Vaktinde. Bir süre sonra. Zamanında. Sırası gelince. Nihayet. Zamanında (yetişmek).

Matutinal : Sabahları görülen. Sabah. Sabahla ilgili. Sabah oluşan. Sabah (ile ilgili).

In good time : Sırası gelince. Önceden belirlenen zamanda. Zamanı gelince. Çabuk. Zamanında. Vaktinde. Biraz erken. Süresi gelince. Tam zamanında.

Earlier : Daha öncesinde. Daha evvel. Evvel. Eski. Sabık. Daha erken. Peşin.

Soon : Birazdan. Bugün yarın. Neredeyse. Pek yakında. Hemen. Çok geçmeden. Seve seve. Tercihan. Şimdi.

Ahead of time : Vaktinden önce. Önceden. Zamanı gelmeden. Şimdiden.

Prematurely synonyms : before time, beforetime, before its time, untimely, abortively.