Primary comodities türkçesi Primary comodities nedir

  • Tarım ve madencilik kesimlerince doğal kaynakların doğrudan doğruya kullanılmasıyla üretilen işlenmemiş ya da yarı işlenmiş mallar.
  • Birincil mallar.
  • İktisat alanında kullanılır.

Primary comodities ingilizcede ne demek, Primary comodities nerede nasıl kullanılır?

Primary : Temel. İlk, en yalın, en önemli olay , biçim ya da küme. örn. karmaşık tepkimeler dizgesindeki en önemli ya da en hızlı tepkime. İlksel. İlk. Çifyıldızlarda büyük olan yıldız. Bilgisayar, biyoloji, uzay, kimya alanlarında kullanılır. Ana renk. Ana. Başyıldız. Birincil.

Primary abilities : Temel yetenekler. Birincil beceriler. Anlak bileşenlerinin sayısını azaltmak üzere etken çözümlemesiyle birbirinden ayrılan ve anlağı oluşturduğu varsayılan başlıca etkenler.

Primary acanthosis nigricans : Esas olarak bir yaşından küçük dachshund ırkı köpeklerde kesin olarak bilinmeyen sebeplerle biçimlenen, kalıtsal olduğu kabul edilen akantozis nigrikans, idiopatik akantozis nigrikans. Birincil akantozis nigrikans.

Primary active transport : Birincil aktif taşınım. Hücre zarında, bir maddenin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama, taşıyıcı aracılığıyla ve atp’ den enerji sağlanmak suretiyle taşınması.

Primary alcohol : Birinci alkol. Genel formülleri r-ch2oh olarak gösterilen ve işlevsel kökün (-oh) bağlı olduğu karbona bir alkil ve iki hidrojen bağlanmış alkol. örn. propan-1-ol, c2h5-ch2-oh. Birincil alkol. Primer alkol.

 

İngilizce Primary comodities Türkçe anlamı, Primary comodities eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Primary comodities ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

 

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Primary comodities synonyms : a shift in supply, primitive goods, primary goods, a change in demand, a change in individual demand, a shift in individual demand, a change in supply, a pass through certificate.