Production effect of tariffs türkçesi Production effect of tariffs nedir

  • Gümrük vergilerinin yurtiçi fiyatları yükselterek yerli üretimin artmasına yol açması.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Tarifelerin üretim etkisi.

Production effect of tariffs ingilizcede ne demek, Production effect of tariffs nerede nasıl kullanılır?

Production : İmal. İnsanın topraktan, doğanın her türlü kaynak ve güçlerinden kendine yararlı ürünler elde etmesi, bunları işleyerek gereksinim duyduğu özdek ve nesneler durumuna koyması, çoğaltması işi. Ürün. İstihsal. Sinema yapımcısının işi. tv. televizyon yapımcısının işi; izlencecilik. Üretim. Bir oyunun bir yönetmen önderliğinde, yeterli sayıda çalışmadan sonra seyirci önünde oynanışı. Bir hayvandan belirli bir süre içerinde elde edilen et, süt ve yumurta ve yün gibi hayvansal ürün miktarının belirlenmesinde kullanılan bir terim. Üretme. Yönetmenin bir tiyatro yapıtını anlamlı ve uyumlu bir biçimde sahneye koyma işleminin tümü. oyun düzeni, oyunculuk, dekor, giysi, donatım, ışıklama vb. öğelerin oyunun amacını gerçekleştirecek biçimde güzelduyusal bir bütünlüğe ulaşmasını gerektirir.

Effect : Başarmak. Bir oyun sırasında belirli bir etki yapmak için kullanılan müzik, gürültü, sis, yağmur, kar, güneş, gece, fırtına, yıldırım gibi her çeşit ses ve ışık öğelerinin tümü. Birtakım sonuçlar, tepkiler, olaylar ya da görüngüler ortaya çıkaran neden. Sonuca vardırmak. Özdeğin sonsuz türlerinden bir ya da birkaçının, başkalarında uyandırdığı her türlü iz ve iz bırakma eylemi. nedensellik,bağlantısı içinde bir nedenin sonucu. Yığın iletişiminde kaynaktan çeşitli araçlarla aktarılan iletilerin okur, izleyici, dinleyici gibi alımcılar üzerindeki etkileyici sonucu. Yerine getirmek. Meydana getirmek. Ulaşmak. Fizik, gitar, kimya, tiyatro alanlarında kullanılır.

 

Of : Yüzünden. Den. In. -dan. Nin. -den. -in. Karşı. Li. İle ilgili.

Tariffs : Gümrük tarifeleri. Tarifeler. Fiyat listesi. Tarife. Gümrük vergisi. Gümrük.

Distribution effect of tariffs : Gümrük tarifeleri gelir dağılımı etkisi. Tarifelerin bölüşüm etkisi. Bir gümrük tarifesinin konulması sonrasında, yurtiçi tüketicilerden üreticilere doğru satın alma gücü aktarımı. Alınan gümrük vergilerinin, milli gelirin tüketicilerden yurtiçindeki üreticilere doğru yeniden dağıtılmasına yol açması.

Income effect of tariffs : Tarifelerin gelir etkisi. Konulan gümrük vergilerinin devlet gelirlerinin artmasına yol açması.

Incidence of tariffs : Gümrük vergilerinin yansıması. İstem esnekliğinin sonsuz olmaması durumunda, dışalımcı ülkenin yeni bir gümrük vergisi koyması ya da uyguladığı gümrük vergilerini yükseltmesinin, yurtiçi fiyatları yükselterek vergi yükünün tüketicilere aktarılmasına yol açması; dışalımcı ülkenin önemli ve büyük bir pazar olması durumunda ise vergi yükünün bir kısmının ya da tamamının dışsatımcı tarafından malın fiyatının düşürülerek üstlenilmesi. Gümrük vergisi yansıması.

 

Consumption effects of tariffs : Tarifelerin tüketim etkisi. Gümrük vergilerinin yurtiçi fiyatları yükseltmesi nedeniyle yurtiçi tüketimin azalmasına yol açması.

Foreign trade effects of tariffs : Gümrük vergilerinin yurtiçi fiyatları yükselterek ortaya çıkardığı tarifelerin üretim ve tarifelerin tüketim etkilerine bağlı olarak dışalım miktarının düşmesine yol açması. Tarifelerin dış ticaret etkisi.

İngilizce Production effect of tariffs Türkçe anlamı, Production effect of tariffs eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Production effect of tariffs ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Production effect of tariffs synonyms : abolition of forced labour convention, ability to pay principle, a pass through certificate, a change in supply, ability to pay approach, a shift in individual demand.