Turkish: Jale kışkırtıcı giysiler giyiyor.
Provocatively : Etkileyici bir şekilde. Kışkırtıcı bir biçimde.
Provocativeness : Kışkırtıcılık. Tahrik edicilik.
Provocation : Kışkırtma. Öfkelendirici şey. Dürtü. Kışkırtı. Provokasyon. Teşvik. Kızdırma. Dürtme. Sinirlendirme.
Provocations : Kızılacak şey. Dürtme. Dürtü. Tahrik. Kışkırtma. Sinirlendirme. Provokasyon. Kışkırtı. Kızdırma. Teşvik.
Provocateur : Provokatör. Kışkırtıcı. Tahrikçi.
Agent provocateur : Provokatör ajan. Şuç işlemeye yönlendiren kişi. Kışkırtıcı ajan. Ajan provokatör.
Agents provocateurs : Provokatör ajanlar.
Provocateurs : Tahrikçi. Provokatör. Kışkırtıcı.
Sözcükler, direkt olarak Provocative ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Firebrands : Köz. Meşale. Ortalığı karıştıran delifişek. Fitneci. Yanan çubuk. Yanan odun parçası. Sorun çıkarıcı. Öksü. Ateş kaynağı. Enerjik ve canlı kimse (argo terim).
Irritative : Rahatsız edici. Uyarma eğilimi olan (fizyoloji, biyoloji). Bir organın veya vücut parçasının tahriş olması ile karakterize edilen veya bir organın veya vücut parçasının tahriş olmasının neden olduğu (patoloji). Kötüleştirici. İrritatif. Can sıkıcı.
Causative : Nedensel. Sağlayıcı. Ettirgen (dilbilgisi terimi). Fiilin, belirtilen oluş ve kılışın başka bir nesneye aktarıldığını gösteren, geçişsiz fiilleri geçişli fiile dönüştüren, geçişli fiillerden asıl hareketin başkalarına yaptırıldığını gösteren çift geçişli fiiller kuran -ar-, -(ı)r-/-(u)r-, -dır-/-dur-, -(ı)t-/-(u)t- eklerinden biriyle veya ikisinin üst üste getirilmesiyle oluşturulan fiil çatısı: oturt-(<otur-t-), aldır-(<al-dır-); aldırt-(<al-dır-t), şaşır-(<şaş-ır-), şaşırt-(<şaş-ır-t-) karıştır-(<karış-tır-), karıştırt-(<karış-tır-t-) vb. Ettirgen. Neden gösteren. Ettirgen çatı.
Seditious : İsyana teşvik eden. Fitneci. Ayaklandıran. Müfsit. Karıştırıcı. Asi. Tahrikçi.
Creative : Yaratıcı. Yapıcı. Oluşturan. Halik. Kreatif. Oluşturucu. Türetici.
Factionist : Fitneci. Hizipçi. İhtilafçı. Partizan. Bölücü.
Causer : Ettiren. Nedensel. Zorlayan. Sağlayan. Etkileyen. Yaptıran. Sebep olan veya kışkırtan şey.
Provoking : Katlanılmaz. Kışkırtma. Darıltıcı. Cansıkıcı. Kudurtan. Can sıkıcı. Çekilmez.
Catchiest : Akılda kolay kalan. Aldatıcı. Akılda kalıcı. Hoş. Alımlı. Kolayca akılda kalan. Hoş ve kolaylıkla akılda kalan. Hileli.
Provocative synonyms : waker, enticing, effector, awakenings, agitator, wearying, excitative, effectives, firebrand, inflammatory, devastating, fire brand, stimulating, inciting, nerve racking, attractive, agitative, rousers, adorable, irritant, excitants, charged, expulsive, rousing, desirable, breakdown lorry, factious, rabble rousing, enchanting, challenging, attracting, allure, ruffler.
Unexciting : Heyecansız. Can sıkıcı. Sıkıcı.
Provocative antonyms : unprovocative, unsexy.
Provocative kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Exciting. Anything that is provocative. A stimulant. As, a provocative of appetite. Serving or tending to provoke, excite, or stimulate.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Provocative kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Provocative ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Provocative anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Provocative ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.